Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2006/16737 E. 2007/4008 K. 14.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/16737
KARAR NO : 2007/4008
KARAR TARİHİ : 14.03.2007

MAHKEMESİ :Şişli l. Aile Mahkemesi
TARİHİ :24.05.2006
NUMARASI :1240 – 415
TEMYİZ EDEN :Davacı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * temyiz eden S.K. Y. vekili Av. S. K. ve karşı taraf K. Y. vekili Av. H. D. geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı kadın lehine hüküm altına alınan tedbir nafakası yönünden kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmaktadır.
# Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ : Temiyz edilen hükmün 2. bentte belirtilen nedenle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının l. bentte belirtilen nedenle ONANMASINA, duruşma için takdir edilen 500 YTL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 14.03.2007 çar.
KARŞI OY YAZISI
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında * tedbir nafakası konusunda çelişki yaratıldığına ilişkin değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır.
Çekişme nedir?;
Değerli çoğunluğun kısa karar ile gerekçeli karar “çelişkisine rağmen” işin esasının “diğer yönlerden” incelenebileceğine yönelik düşüncesine katılmıyorum.
Dairemin “formüle edilmiş” ilke kararına göre:
“…Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış da olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.”
Dikkat edilecek olursa Dairemin “formüle edilmiş” ilke kararına göre tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık “diğer yönler incelenmeden” ve “tek başına” bozma sebebi olur.
Kaldı ki kısa kararla gerekçeli kararın “çelişik” olması “mutlak bir bozma sebebi” sayılır. (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi) l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara “uygun olması” görüşü konusunda “oybirliği” vardır.
l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre yerel mahkeme “önceki kısa kararla bağlı olmaksızın” çelişkiyi kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilir. Öyle ki hâkim çelişkiyi gidererek davayı “görev yönünden” ya da “hak düşürücü süreden” bile reddedebilir! (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi)
“Kısa karar ile gerekçeli kararda hükmün herhangi bir bölümü ile ilgili olarak çelişki yaratılması sonucu bozulması, hüküm maddelerinin ‘tümünü’ ortadan kaldırır. Yeniden verilecek kararda, tüm istekler hakkında yeniden ayrı ayrı karar verilmesini gerektirir. Açıklanan yasal nedenlerle ‘yok hükmünde’ olan önceki kararın temyiz edilmeyen bölümlerinin kesinleştiğine ilişkin görüş anılan inançları birleştirme kararına aykırıdır.” (Y2HD, 28.4.1999, 1986-4284, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma, s. 1509)
Çelişik kararın gerek “tamamının” gerekse “bir bölümünün” temyiz incelenmesine konu yapılması bu sebeple olanaksızdır. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek “yeniden karar” oluşturmaktan ibarettir
Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.