Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/7383 E. 2023/2071 K. 24.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7383
KARAR NO : 2023/2071
KARAR TARİHİ : 24.04.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/24 Esas, 2022/396 Karar
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi uyarınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığının, 2008/1144 numaralı iddianamesiyle sanık hakkında katılan …’a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 116/4, 53 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.12.2011 tarihli ve 2008/222 Esas, 2011/557 Karar sayılı kararı ile hırsızlık suçundan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d, 143 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan aynı Kanun’un 116/4 ve 53. maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.12.2011 tarihli ve 2008/222 Esas, 2011/557 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 12.05.2014 tarihli ve 2013/4932 Esas, 2014/17178 Karar sayılı kararı ile; 1- katılan …’a yönelik düzenlenen iddianamede sanığın eyleme katıldığından bahsedilmediği gibi sevk maddesinin de gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 225/1. maddesine aykırı davranılması, 2- kabule göre de, a- hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri ile meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak temel ceza belirlenerek alt sınırdan hüküm kurulması, b- suç saatinin kesin olarak belirlenmesinden sonra 5237 sayılı Kanun’un 116/4 ve 143. maddelerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, c- kısmi iadeye rıza sorulmaksızın 5237 sayılı Kanun’un 168/1-4. maddelerinin uygulanmaması sebepleriyle 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi gözetilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma sonrası düzenlenen ek iddianame sonrasında yapılan yargılama sonucunda İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2018 tarihli ve 2014/161 Esas, 2018/338 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 6 ay hapis, konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan aynı Kanun’un 116/1. maddesi gereğince 6 ay hapis ve mala zarar verme suçundan 5237 sayılı Kanun’un 151/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.240,00 TL adlî para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
5. İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2018 tarihli ve 2014/161 Esas, 2018/338 Karar sayılı kararının sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 13.12.2018 tarihli ve 2018/5770 Esas, 2018/18204 Karar sayılı kararı ile; 1- kısmi iadeye rızanın sorulmaksızın 5237 sayılı Kanun’un 168/1-4. maddelerinin uygulanmaması, 2- konut dokunulmazlığının ihlâli suçu bakımından aynı Kanun’un 119/1-c maddesinin uygulanmaması gerekçeleriyle 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi gözetilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
6. Bozma sonrası yerel mahkeme, hırsızlık suçundan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezasına ve hak yoksunluklarının uygulanmasına, konut dokunulmazlığının ihlalî suçundan aynı Kanun’un 116/1, 119/1-c, 62. maddeleri gereğice 10 ay hapis cezasına ve bu cezanın 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası üzerinden infazına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık 09.06.2022 tarihli temyiz dilekçesinde özetle, hırsızlık suçu bakımından da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması gerektiğini, ayrıca 5237 sayılı Kanun’un 43 ve 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddelerinin de uygulanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihi olan 11.05.2008’de saat 02.30 sıralarında evinde uyuyan katılan …’ın saat 08.00’de uyandığında evin mutfak kapısının zorlandığını ve içeriden iki adet cep telefonu, 330,00 TL para, nüfus cüzdanı, … plakalı aracına ait olan anahtar ile birlikte aracın da olmadığını fark ettiği, kolluk kuvvetlerinin sanığı başka bir suçtan yakalandıklarında bu suçu da … isimli kişi ile birlikte işlediğini ikrar edip, soruşturma evresinde almış olduğu aracın yerini göstererek iadesini sağladığı; ancak katılanın kısmi iadeye rızasının olmadığı, bu sebeplerle mahkemece sanığın hırsızlık suçundan mahkûm edildiği tespit edilmiştir.
2. 10.05.2008 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu ile 12.05.2011 tarihli tutanak dosya içerisine alınmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Her ne kadar sanık hırsızlık suçu bakımından da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması gerektiğini, ayrıca 5237 sayılı Kanun’un 43 ve 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddelerinin uygulanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanabilmesi için hükmolunan hapis cezası 2 yıl ve daha az süreli hapis cezası olmalıdır. Somut olayda ise hükmolunan hapis cezası 2 yıl 11 ay olduğundan bu kurumun uygulanması mümkün değildir. Sanığın gerçekleştirmiş olduğu eylemi sonucunda hırsızlık suçundan tek bir cezaya hükmolunduğundan 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinde belirtilen zincirleme suç hükümlerinin olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi ise ancak bozma sonrası kurulan hüküm önceki hükümden daha ağır olup, aleyhe temyiz olmadığında uygulanabilecektir. Somut olayda hırsızlık suçundan bozma öncesi tayin olunan cezalar sırasıyla 3 yıl 9 ay ve 3 yıl 6 ay hapis cezaları olup, bozma sonrası hükmolunan ceza ise önceki hükmolunan cezalardan daha hafif olup, 2 yıl 11 aydır. Bu sebeple kazanılmış hak söz konusu değildir. Tüm bu sebeplerle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.06.2022 tarihli ve 2019/24 Esas, 2022/396 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, ONANMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.