Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/559 E. 2023/5251 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/559
KARAR NO : 2023/5251
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/1628 E., 2016/294 K.

HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.09.2014 tarihli ve 2014/3288 Esas numaralı iddianame ile; “Sanığın hakkında başka dosya üzerinden yargılaması yapılan E.S. ile birlikte suç tarihinde hırsızlık yapmak amacıyla şikâyetçiler … ve …’in iş yerlerine çıkarak su sayaçlarını çaldıkları” iddiasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 116/2, 119/1-c. ve 53. maddeleri gereğince; 28.09.2014 tarihli ve 2014/3287 Esas numaralı iddianame ile; “Sanığın hakkında başka dosya üzerinden yargılaması yapılan E.S. ile birlikte suç tarihinde hırsızlık yapmak amacıyla şikâyetçiler … ve …’in iş yerlerine çıkarak su sayaçlarını çaldıkları” iddiasıyla 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 116/1, 119/1-c. ve 53. maddeleri gereğince hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Çorlu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2016 tarihli ve 2014/1628 Esas, 2016/294 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarından, 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 62; 116/2, 62. maddeleri uyarınca sırasıyla şikâyetçi sayısınca 4 kez olmak üzere; 1 yıl 8 ay ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53/1. maddesi gereği hak yoksunluklarının uygulanmasına ve aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanarak cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, “hakkında verilen tüm cezaları temyiz etmek istediğine” ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın hakkında başka dosya üzerinden yargılama yapılan tanık E.S. ile birlikte 02.07.2013 tarihinde hırsızlık yapmak amacıyla şikâyetçiler … ve …’in iş yerlerine çıkarak su sayaçlarını çaldıklarının, yine sanığın tanık E.S. ile birlikte 07.07.2013 tarihinde hırsızlık yapmak amacıyla şikâyetçiler … ve …’ın iş yerlerine çıkarak su sayaçlarını çaldığının tüm dosya kapsamı ile … olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2. Sanık üzerine atılı suçlamayı ikrar etmiş, şikâyetçilerin de aşamalarda ifadelerinin alındığı tespit edilmiştir.03.07.2013 tarihli tutanaklar, 08.07.2013 tarihli yer göstermeye ilişkin Tutanak, Olay Yeri İnceleme Raporu dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak,
1. Şikâyetçiler … ve …’e ait 2 ayrı su sayacının depo olarak kullanılan Daire:13’e ait merdiven boşluğundaki asansör karşısındaki kilitsiz … bölüm içerisinden, şikâyetçiler … ve …’e ait 2 ayrı su sayacının ise iş yerlerinin bulunduğu apartman koridorundan çalındığı olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 29.11.2022 tarihli ve 2020/13-168 Esas, 2022/742 Karar sayılı kararın da belirtildiği üzere, “5237 sayılı Kanun’a göre; hırsızlık suçu birden fazla kişiye karşı … bir fiille işlenmişse, … içtima hükümleri yerine, aynı Kanun’un 43/2. maddesinde düzenlenen aynı neviden fikrî içtima hükümlerinin düşünülmesinin gerektiği, aralarında hukukî ve fiilî kesinti olmayan, her biri … başına da suç teşkil edebilen hareketlerin kısa süre içinde tekrarlanması halinde, bu hareketlerin bir bütün olarak … bir fiil olarak kabul edilmesinin gerektiği, aynı neviden fikrî içtima hükümleri uygulanmak suretiyle 2 ayrı binadan 2 ayrı hırsızlık suçunun varlığı” kabul edilmiştir. Sanığın, şikâyetçiler … ve …’e ait 2 ayrı su sayacını depo olarak kullanılan Daire:13’e ait merdiven boşluğundaki asansör karşısındaki kilitsiz … bölüm içerisinden çalması eyleminin hukuken … bir fiil, şikâyetçiler … ve …’e ait 2 ayrı su sayacının ise iş yerlerinin bulunduğu apartman koridorundan çalması eyleminin yine hukuken … bir fiil olarak kabul edilmesinin gerektiği, bu itibarla sanık hakkında 2 kez olmak üzere 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b maddesinden verilecek cezanın aynı Kanun’un 43. maddesinin 2. fıkrasının yollamasıyla, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca artırılması yerine, şikâyetçi sayısınca 4 kez mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Kolluk tutanağında, şikâyetçiler … ve …’e yönelik hırsızlık eyleminin depo olarak kullanılan Daire:13’e ait merdiven boşluğundaki asansör karşısındaki kilitsiz … bölüm içerisinden gerçekleştirildiğinin belirtildiği, şikâyetçiler … ve …’e yönelik hırsızlık eylemi bakımında ise, şikâyetçilerin beyanlarından, bahse konu sayaçların iş yerlerinin bulunduğu apartman koridorundan gerçekleştirildiğini belirtmeleri karşısında, tutanakta depo olarak anılan bu yerde, herhangi bir ticari faaliyetin sürdürülüp sürdürülmediği, iş yeri sahibinin ya da işçilerin sürekli bulunup bulunmadığı ve bu yerin iş yerinin eklentisi niteliğinde olup olmadığı, bahse konu yerlerin diğer katlarının konut olarak kullanılan binanın eklentisi sayılabilecek nitelikte olup olmadığı kesin olarak belirlenip sonucuna göre iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarının unsurlarının oluşup oluşmadığı tartışılmadan, ayrıca gerekçeli karar başlığında ve hüküm kısmında suç ismi “konut dokunulmazlığının ihlâli” suçu olarak belirtildiği halde, uygulama maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 116/2. maddesi olarak yazılması hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Yukarıda belirtildiği üzere, sanığın şikâyetçiler … ve …’e ait su sayaçlarını depo olarak kullanılan Daire:13’e ait merdiven boşluğundaki asansör karşısında bulunan kilitsiz … bölüm içerisinden; şikâyetçiler … ve …’e ait su sayaçlarını ise, şikâyetçilerin iş yerlerinin bulunduğu apartman koridorundan çaldığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 4 şikâyetçiye yönelik 2 kez konut veya iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan mahkûmiyeti gerektiği halde, şikâyetçi sayısınca dört ayrı konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
4. İş yeri veya konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanığa verilen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
5. Mahkemece tekerrüre esas alınan Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.05.2013 tarihli ve 2012/595 Esas, 2013/1367 Karar sayılı ilâmının sanığın UYAP üzerinden alınan adlî sicil kaydına göre kesinleşme tarihinin 04.07.2013 olduğu; dosya üzerinden yapılan incelemeye göre, sanığın şikâyetçiler … ve …’e yönelik hırsızlık eyleminde suç tarihinin 02.07.2013 olduğu, tekerrüre esas alınan ilâmın suç tarihinden sonra kesinleşmesi sebebiyle tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adlî sicil kaydına göre, şikâyetçiler … ve …’e yönelik hırsızlık eylemi bakımından tekerrüre esas alınan ilâm bakımından koşullarının oluşmaması sebebiyle, şikâyetçiler … ve …’e yönelik hırsızlık eylemi bakımından ise, daha ağır olması sebebiyle, Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.10.2012 tarihli ve 2011/569 Esas, 2012/881 Karar sayılı ilâmına konu 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b maddesi uyarınca hırsızlık suçundan verilip 03.12.2012 tarihinde kesinleşen 1 yıl 8 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerekirken, Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.05.2013 tarihli ve 2012/595 Esas, 2013/1367 Karar sayılı ilâmına konu 6136 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi uyarınca verilen 7.300,00 TL adlî para cezasının tekerrüre esas alınması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çorlu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2016 tarihli ve 2014/1628 Esas, 2016/294 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümlerde ve ayrıca tekerrür hükümleri bakımından aynı Kanun’un 326/son maddesinin gözetilmesine, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.