Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/284 E. 2023/2210 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/284
KARAR NO : 2023/2210
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

BOZMA ÜZERİNE

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/325 E., 2021/77 K.
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat, ret
TEMYİZ EDENLER : Sanık …, katılan vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma

20.07.2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 291/1. maddesinde yedi gün olarak belirtilen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtaydan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305-326. maddeleri uygulanmakta olduğundan, daha önce Yargıtay incelemesinden geçmiş dosyada temyiz süresine ilişkin bir değişiklik yapılmadığı dikkate alındığında; sanık … ve katılan vekilinin yokluklarında verilen 18.01.2021 tarihli kararda temyiz süresinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olduğu belirtilerek yanıltmaya neden olunduğunun anlaşılması karşısında; sanık … ve katılan vekilinin temyiz isteklerinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca ve yukarıda belirtilen gerekçeyle temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Temyizin kapsamına göre;
1. Esas dava dosyasında Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığının 19.02.2014 tarihli ve 2014/94 Esas numaralı iddianamesi ile sanık … hakkında, 17.06.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.06.2015 tarihli ve 2014/55 Esas, 2015/514 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında 17.06.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 62/1 ve 50/1-a. maddeleri gereğince 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. Anılan kararın sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesinin 19.06.2017 tarihli ve 2016/5304 Esas, 2017/8164 Karar sayılı kararı ile özetle; suçun işlendiği akaryakıt istasyonunu suç tarihinde kimin işlettiğinin araştırılması, başka kişilerin atılı suçun faili olabileceğinin tespiti halinde bu kişiler hakkında da dava açılması ve açılacak davanın incelemeye konu dava ile birleştirilmesinin sağlanıp sonucuna göre karar verilmesi, sanık hakkında kamu davası açılmadan önce kurumun gerçek zararının ödenmesi hususunda usulüne uygun ihtar yapılmadığından bilirkişi marifetiyle hesaplanan vergili ve cezasız gerçek zararın ödenmesi ihtarının yapılması, sonucuna göre karar verilmesi, kaçak su tespit tutanağının aslı veya onaylı suretinin getirtilmesi ve adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine dair ihtarda bulunulması, nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Birleşen dava dosyasında, Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığının 28.08.2014 tarihli ve 2014/362 Esas numaralı iddianamesi ile sanıklar … ve … hakkında, 17.12.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/1-a, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.
5. Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2016/108 Esas, 2016/328 Karar sayılı kararı ile sanıklar … ve … hakkında 17.12.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 62 ve 51/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve cezaların ertelenmesine karar verilmiştir.
6. Anılan kararın katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesinin 27.12.2018 tarihli ve 2017/1065 Esas, 2018/17080 Karar sayılı kararı ile özetle; sanık … hakkında açılan Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/158 Esas sayılı dava dosyasının incelenerek mükerrer dava olup olmadığının araştırılması, sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 163/3. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı verilmesi, gerçek kaçak su kullanım miktarının tespiti için araştırma yapılması, bilirkişi marifetiyle hesaplanan vergili ve cezasız gerçek zararın ödenmesi ihtarının yapılması, sonucuna göre karar verilmesi, sanık hakkında açılan Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/634 Esas sayılı dava dosyasının getirtilip incelenerek mükerrer dava olup olmadığı ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi, nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
7. Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesinin 27.12.2018 tarihli bozma kararından sonra Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.12.2019 tarihli ve 2019/156 Esas, 2019/783 Karar sayılı kararı ile sanıklar … ve … hakkında 17.12.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan yargılaması devam eden davanın, aynı Mahkeme’nin sanık … hakkında yürütülen 2017/325 Esas sayılı ve temyiz incelemesine konu dava dosyası içerisinde birleştirilmesine karar verilmiştir.
8. Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesinin esas davada 19.06.2017 tarihli bozma kararından sonra sanık … hakkında yürütülen Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/325 Esas sayılı dava dosyasında yapılan suç duyurusu üzerine, Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığının 17.12.2018 tarihli ve 2018/586 Esas numaralı iddianamesi ile sanık … hakkında, 17.06.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3, 53, 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış; Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2018/719 Esas, 2018/646 Karar sayılı kararı ile açılan bu davanın aynı Mahkeme’nin 2017/325 Esas sayılı dava dosyası içerisinde birleştirilmesine karar verilmiştir.
9. Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2017/325 Esas, 2021/77 Karar sayılı kararı ile; sanık … hakkında esas davada 17.06.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan beraatine; sanık … hakkında birleşen davada 17.06.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 62/1 ve 53. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; sanıklar … ve … hakkında birleşen diğer davada 17.12.2013 tarihli kaçak su kullanımına ilişkin tutanak nedeniyle hırsızlık suçundan açılan davanın mükerrer dava olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
10. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 06.12.2021 tarihli ve 2021/45557 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ve 30.12.2022 tarihli ve 2021/45557 sayılı, kısmî onama, kısmî bozma görüşlü Ek Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık …’nın temyiz isteği; atılı suçu kabul etmediği, aynı suç tarihli tutanaklar nedeniyle hakkında daha önce yargılama yapılıp verilen kararların kesinleştiği, 07.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediği, tespit edilen zarar miktarını öğrenemediği ve zararı tazmin etmek istediği halde bu imkanın verilmediği, 5237 sayılı Kanun’un 50, 51. maddeleri ve 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair kararların yerinde olmadığına ilişkindir.
Katılan vekilinin temyiz isteği; sanık …’nın da fiilen işleten olması nedeniyle beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu, sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden cezanın üst sınırdan verilmesinin gerektiği, 5237 sayılı Kanun’un 43/1. maddesi uyarınca alt sınırdan 1/4 oranında artırım yapılmasının haksız ve gerekçesiz olduğu, aynı Kanun’un 62. maddesinin uygulanmamasının gerektiği, birleştirilen dava dosyası olan Mahkemenin 2019/156 Esas sayılı dava dosyasındaki olayın 17.12.2013 tarihli tutanağa ilişkin olduğu, Mahkemenin 2015/158 Esas sayılı dava dosyasındaki olayın 25.01.2014 tarihli tutanağa ilişkin olduğu, her iki dava dosyalarındaki olayların aynı olmadığı, ayrıca sanık … hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken herhangi bir hüküm kurulmamasının hukuka aykırı olduğu, katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabi yazılara göre sanık …’nın suç tarihi olan 17.06.2013 tarihinde atılı suçun işlendiği akaryakıt istasyonu ile ilgili herhangi bir ortaklığı, temsilciliğinin bulunmadığı, Ticaret Sicil Müdürlüğünün 18.05.2018 tarihli cevabi yazısı dikkate alındığında suç tarihinde şirket yetkilisi ve temsilcisinin sanık … olduğunun belirlendiği, sanık … her ne kadar savunmasında kaçak su kullanma tutanağının düzenlendiği dönemde iş yerini devrettiği ve sorumluluğunun olmadığını beyan etmişse de, Elmadağ Noterliğinin 15.04.2015 havale tarihli yazısından böyle bir devir işleminin olmadığının anlaşıldığı, ayrıca Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğü yazıları ve ticaret sicil gazetesinden sanık …’ın resmi olarak iş yeri ortağı ve tutanağın düzenlendiği tarihte temsilcisi olduğu anlaşıldığından sanığın cezai müeyyideden kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmediği, 17.06.2013 tarihli kaçak su kullanma tutanağı ile ilgili olarak esas dava yönünden sanık …’nın atılı suçtan cezalandırılmasına, sanık …’nın ise üzerine atılı suçu işlemediğinin sabit olması nedeniyle beraatine karar verilmesinin gerektiği; birleşen dava dosyasında Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığının 28.08.2014 tarihli ve 2014/362 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar (… ve …) hakkında 17.12.2013 tarihli kaçak su kullanıma ilişkin tutanakla ilgili olarak 5237 sayılı Kanun’un 142/1-a maddesinin uygulanması talebiyle kamu davası açılmışsa da bozma uyarınca yapılan araştırmada Mahkeme’nin 2015/158 Esas sayılı dava dosyasında verilen 17.06.2015 tarihli karar ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, her iki dosyaya konu olayın aynı olduğu anlaşıldığından incelemeye konu dava dosyasının mükerrer dava olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin gerektiği kabul edilmiştir.
2. Sanıkların savunmalarında atılı suçları kabul etmedikleri anlaşılmıştır.
3. Suç tarihlerinde sanıklar … ve …’in suçun işlendiği işyerinin ortakları olduğu ve sanık …’nın şirketi temsile yetkili kılındığına dair Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazıları ve ticaret sicil gazete suretleri dosya içerisindedir.
4. Kolluk görevlilerince düzenlenen suçun işlendiği işyerinin suç tarihinde sanıklar … ve … tarafından işletildiği, sanık …’nın işyeri ile ilgisinin bulunmadığına ilişkin araştırma tutanakları dosya içerisindedir.
5. Elmadağ Vergi Dairesi Müdürlüğünün 22.08.2017 tarihli cevabi yazısı ve ekleri, iş yeri mülk sahibi tanık A.A.’nın ifadesi, kaçak su kullanımı ve zarar miktarına ilişkin bilirkişi raporları dosya içerisindedir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Karşılıksız Yararlanma Suçundan Verilen Beraat Kararı Yönünden
Sanığın aşamalardaki inkara dönük savunmaları, dosya içerisindeki Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazıları, ticaret sicil gazeteleri, kolluk görevlilerince düzenlenen araştırma tutanakları, mülk sahibi tanık A.A.’nın ifadesi ve tüm dosya içeriğine göre, Mahkemece sanık … hakkında atılı suçtan verilen beraat kararında hukuka aykırılık görülmemiş, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Sanık … Hakkında 17.12.2013 Tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağına İlişkin Olarak Birleşen Davanın Mükerrer Dava Olduğu Gerekçesiyle Verilen Davanın Reddi Kararı Yönünden
Birleşen dava olan Mahkeme’nin 2019/156 Esas sayılı dava dosyasında, sanık … hakkında akaryakıt istasyonu işyerinde sayaç yerine boru takarak kaçak su kullanma eylemi nedeniyle düzenlenen 17.12.2013 tarihli kaçak su kullanma tutanağı doğrultusunda kamu davasının açıldığı, aynı Mahkeme’nin 2015/158 Esas, 2015/565 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde, dava dosyası içerisinde her ne kadar aynı işyerinde 25.01.2014 tarihinde tutulan 2014/319 sayılı kaçak su kullanma tutanağı ve ekleri bulunmakta ise de soruşturma dosyası içerisinde ASKİ Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin 11.12.2014 tarihli cevabi yazısı ve eklerinde 17.12.2013 tarihli ve 2013/7171 sayılı kaçak su kullanma tutanağına ilişkin bilgi verildiği, Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığının 13.01.2015 tarihli ve 2015/41 Esas sayılı iddianamesinde de suç tarihinin 17.12.2013 olarak belirtilerek kamu davası açıldığı, iddianamede 25.01.2014 tarihli suçla ilgili dava açıldığına dair herhangi bir anlatımın bulunmadığı, Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 17.06.2015 tarihli ve 2015/158 Esas, 2015/565 Karar sayılı kararında da suç tarihinin 17.12.2013 olarak belirtildiği ve karar gerekçesinde de suç tarihine ilişkin anlatımın bulunmadığının anlaşılması karşısında, Tebliğname’deki sanık … yönünden verilen davanın reddi kararının yerinde olmadığına dair bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, Mahkemece, sanık … hakkında verilen davanın reddi kararında hukuka aykırılık bulunmamış, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
C. Sanık … Hakkında 17.06.2013 Tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağına İlişkin Olarak Karşılıksız Yararlanma Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Yargılama sürecinde ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içerisindeki Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazıları, ticaret sicil gazeteleri, kolluk görevlilerince düzenlenen araştırma tutanakları, mülk sahibi tanık A.A.’nın ifadesi ve tüm dosya içeriğine göre eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı Kanun’un 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak; suça konu tutanağa ilişkin olarak bilirkişi tarafından hesaplanan katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zarar miktarı da bildirilmek suretiyle yukarıda izah edilen şekilde sanığa usulüne uygun bildirimde bulunulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

D. Sanık … Hakkında 17.12.2013 Tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağına İlişkin Olarak Birleşen Davanın Mükerrer Dava Olduğu Gerekçesiyle Verilen Davanın Reddi Kararı Yönünden
Birleşen dava olan Mahkeme’nin 2019/156 Esas sayılı dava dosyasında, sanık … hakkında akaryakıt istasyonu işyerinde sayaç yerine boru takarak kaçak su kullanma eylemi nedeniyle düzenlenen 17.12.2013 tarihli kaçak su kullanma tutanağı doğrultusunda kamu davasının açıldığı, aynı Mahkeme’nin 2015/158 Esas, 2015/565 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde, sanık … hakkında anılan dava dosyasında açılmış herhangi bir dava ve verilmiş kararın bulunmadığı, sanık … yönünden mükerrer davanın bulunmadığı gözetilmeden, Mahkemece sanık … hakkında da yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Karşılıksız Yararlanma Suçundan Verilen Beraat Kararı Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2017/325 Esas, 2021/77 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, ONANMASINA,
B. Sanık … Hakkında 17.12.2013 Tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağına İlişkin Olarak Birleşen Davanın Mükerrer Dava Olduğu Gerekçesiyle Verilen Davanın Reddi Kararı Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2017/325 Esas, 2021/77 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, ONANMASINA,
C. Sanık … Hakkında 17.06.2013 Tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağına İlişkin Olarak Karşılıksız Yararlanma Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenlerle Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2017/325 Esas, 2021/77 Karar sayılı kararına yönelik sanık … ve katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, BOZULMASINA,
D. Sanık … Hakkında 17.12.2013 Tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağına İlişkin Olarak Birleşen Davanın Mükerrer Dava Olduğu Gerekçesiyle Verilen Davanın Reddi Kararı Yönünden
Gerekçe bölümünün (D) bendinde açıklanan nedenlerle Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2017/325 Esas, 2021/77 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.