Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/21120 E. 2023/5334 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/21120
KARAR NO : 2023/5334
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

T U T U K L U

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/2085 E., 2020/1703 K.
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/1. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi uyarınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.06.2020 tarihli ve 2020/421 Esas No.lu iddianamesi ile, sanık hakkında olay günü gece vakti camını zorlayarak girdiği katılana ait … ofisinden 4.000,00 TL değerindeki laptopu çalması şeklindeki eylemi nedeniyle hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h.2, 143/1, 53, 58 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.07.2020 tarihli ve 2020/182 Esas, 2020/285 Karar sayılı kararı ile sanığın hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 143 ve 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında aynı Kanun’un 53. maddesi gereği hak yoksunluklarının uygulanmasına, aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 100. maddesi gereği hükmen tutukluluk hâlinin devamına karar
verilmiştir.
3. Anılan mahkûmiyet hükmünün istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 10.09.2020 tarihli ve 2020/2085 Esas, 2020/1703 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 10.09.2020 tarihli ve 2020/2085 Esas, 2020/1703 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 19.01.2021 tarihli ve 2020/9391 Esas, 2021/119 Karar sayılı ilâmı ile sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde sebep göstermediğinden bahisle temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine ise; Ceza Genel Kurulu’nun 22.02.2023 tarihi ve 2021/6-349 Esas, 2023/100 Karar sayılı kararı ile, itirazın kabulü ile Daire kararının kaldırılmasına ve sanık müdafiinin temyiz isteğinin incelenmesi için dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi; suç işleme kastı bulunmayan ve suç işlediğine dair somut delil olmayan sanık hakkında her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delillerin neler olduğu açıklanmadan 5271 sayılı Kanun’un 230/1-b. maddesine aykırı olarak mahkûmiyet kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ve hükmün bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Katılanın İstanbul … yolunda bulunan … … isimli iş yerinin sahibi olduğu, olay tarihlerinde … izni nedeni ile katılanın iş yerini 4 … kadar kapattığı, döndüğünde iş yerinin içerisine girildiğini ve suça konu laptopun çalındığını anladığı, ilgili iş yerinin karşısında bulunan petrol ofisinin kamera kayıtları incelendiğinde, şüpheli kişinin sanık olduğunun tespit edildiği,

savunmaları dosya kapsamı itibariyle kendisini suçtan kurtarmaya yönelik görülen sanığın olay tarih ve saatinde suça konu iş yerinde olduğu ve atılı suçu işlediği kabulüyle Yerel Mahkemece mahkûmiyet hükmü verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Katılan ve tanıkların aşamalarda, suça konu iş yerinde … adında bir çalışan veya iş ortağı olmadığını ve iş yerinin yan tarafında depo veya kiler tarzı bir yapının bulunmadığını beyan etmeleri gözönünde bulundurulup, dosya içerisindeki Görüntü İzleme Tutanağı içeriği ile Araştırma Tutanağı kapsamı dikkate alındığında; sanığın bir süre önce … adlı şahsa bilgi verip bıraktığı tütün çantasını almak için olay günü iş yerine gittiğine ve iş yerinin içine girmeden yan tarafındaki depodan kapısını açmaksızın kürek sapı yardımıyla tütün çantasını aldığına dair savunmasına itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108/3. maddesinde belirlenen ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 10.09.2020 tarihli ve 2020/2085 Esas, 2020/1703 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 303.maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmünd tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasından “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin çıkartılmasına karar verilmek suretiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca … 2. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.