YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/18778
KARAR NO : 2023/4431
KARAR TARİHİ : 12.09.2023
…
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/1428 E., 2023/1073 K.
…
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında, hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi uyarınca temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi uyarınca temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında, İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.03.2023 tarihli ve 2023/260 Esas, 2023/353 Karar sayılı kararıyla, sanık ve müdafiinin katıldığı oturumda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143/1, 35 ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına hükmedildiği, hükmün sanık ve müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 10.04.2023 tarihli ve 2023/1428 Esas, 2023/1073 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu kararın sanık müdafii tarafından 26.04.2023 tarihinde temyiz edildiği, sanığın ise 26.04.2023 tarihinde Marmara 5 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla “cezanın onanmasını istiyorum.” şeklinde dilekçe sunduğu, 5271 sayılı Kanun’un 266/3. maddesinde “aynı Kanunun 150/2. madde ve fıkrası uyarınca sanık ve müdafiinin iradesinin çelişmesi halinde müdafiinin iradesine üstünlük tanınması” gerektiği hususunun somut olayda bulunmadığı, zira aynı Kanun’un 266/3. maddesinde atıf yapılan aynı Kanun’un 150/2. maddesinde “çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz”lerin belirtildiği, aynı Kanun’un 150/3. maddesinde ifade edilen “alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suç” nedeniyle zorunlu müdafi atanması durumunda ise aynı Kanun’un 266/3. maddesinin uygulanmasının söz konusu olmayacağı ve bu itibarla temyiz isteminden feragat eden sanığın iradesine üstünlük tanınmasının gerekeceği anlaşılmakla,
Sanığın 26.04.2023 tarihinde Marmara 5 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla “cezanın onanmasını istiyorum.” şeklindeki dilekçesi ile temyizden feragat iradesini ortaya koyduğunun anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz talebinin 5271 sayılı Kanun’un 298. maddesi uyarınca REDDİNE, esası incelenmeyen dava dosyasının, aynı Kanun’un 304/1. maddesi gereğince İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesine Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.