Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/1770 E. 2023/907 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1770
KARAR NO : 2023/907
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.10.2022 tarihli ve 2021/21032 Esas, 2022/14503 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.01.2023 tarihli ve KD-2022/155654 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/1. maddesinin ikinci cümlesinde belirtildiği üzere, süre aranmaksızın yapılan lehe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. Cumhuriyet Başsavcılığının 26.10.2011 tarihli ve 2011/41074 Soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında; “Sanığın gece vakti katılanın çalıştığı iş yerinden cep telefonunu çaldığı” iddiasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143/1 ve 53. maddeleri gereğince hırsızlık suçundan cezalandırılmaları talebiyle kamu davasının açıldığı,
2…. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2012 tarihli ve 2011/698 Esas, 2012/1035 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 143, 62, 51/1,3,7 maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının 3 yıl denetim süresiyle ertelenmesine karar verildiği, bu kararın 18.01.2013 tarihinde kesinleştirildiği,
3. … Asliye Ceza Mahkemesinin 21.05.2014 tarihli ve 2014/69 Esas, 2014/312 Karar sayılı kararıyla denetim süresi içerisinde suç işleyen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51/7 maddesi uyarınca ilgili mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verildiği, bu kararın 03.09.2014 tarihinde kesinleştirildiği,
4. … Asliye Ceza Mahkemesinin 04.05.2016 tarihli ve 2011/698 Esas, 2012/1035 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 51/7. maddesi uyarınca 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasının infazına karar verildiği,
5. … Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.2016 tarihli ve 2016/866 Değişik İş sayılı kararıyla sanığın itirazının reddine kararının verildiği,
6.Sanığın kararın yokluğunda verilmesi nedeniyle yaptığı itiraz üzerine … Asliye Ceza Mahkemesinin 04.01.2018 tarihli ve 2011/698 Esas, 2012/1035 Karar sayılı kararı ile “Gerekçeli kararın tebliğ edildiği 09.01.2013 tarihinde sanığın ceza evinde bulunduğu” gerekçesiyle infazın durdurulmasına karar verildiği,
7. Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.10.2022 tarihli ve 2021/21032 Esas, 2022/14503 Karar sayılı kararı ile; sanığın temyiz talebinin erteli hapis cezasının infazına ilişkin karara yönelik olduğu kabul edilerek 12.12.2017 tarihli dilekçenin itiraz niteliğinde kabul edilerek dosyanın incelenmeksizin iadesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
8. Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.10.2022 tarihli ve 2021/21032 Esas, 2022/14503 Karar sayılı kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.01.2023 tarihli ve KD-2022/155654 sayılı itirazıyla itiraz kanun yoluna gidilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.10.2022 tarihli ve 2021/21032 Esas, 2022/14503 Karar sayılı kararında sanığın 12.12.2017 tarihli dilekçesi aynen infaza ilişkin ek karara yönelik itiraz olarak değerlendirilmiş ise de, dosya kapsamına göre sanığın mahkeme ek kararına itiraz olarak değerlendirilen 12.12.2017 tarihli dilekçe ile 30.05.2016 tarihli dilekçesinin aynı zamanda eski hale getirme ve temyiz istemi mahiyetinde olduğu, sanığın yokluğunda verilen karar sanık cezaevinde olduğu halde, sorguda bildirdiği adresine birlikte oturduğu babası …’e 09.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebliğin usulsüz olduğu, kesinleştirilerek infaza verilen hüküm yönünden sanığın 30.05.2016 tarihli dilekçesinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu, yapılan tebliğin usulsüz olması nedeniyle eski hale getirme ve temyiz isteminin kabulü ile dosyanın esastan incelenmesi gerektiğine ilişkindir.
III. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteminin kurulan hükmün yokluğunda verildiğine, kararın yüzüne karşı okunmadığına ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
1. Katılana ait … imeil numaralı … model 340,00 TL değerindeki cep telefonunun … Otelde otelin resepsiyon bölümünde şarj cihazına takılı vaziyette iken sanık tarafından çalındığı, güvenlik kamera görüntülerine göre saat 00.41 sıralarında katılanın resepsiyon bölümünden ayrıldığı, sanığın bu sırada üzerinde kot pantolon, mavi renkli kollarında yana doğru siyah çizgi bulunan tişört bulunduğu, resepsiyonun önünde beklediği, saat 00.58 sırasında resepsiyonun giriş kapısında eğilerek içeriye girdiği ve şarja takılı vaziyette bulunan telefonu alarak olay yerinden uzaklaştığı, sanığın hazırlık ifadesinde adı geçen otelde kalmadığını beyan ettiği halde kovuşturma evresindeki savunmasında otelde kaldığını ve telefonu aldığını sonra iade ettiğini savunarak suçunu kaçamaklı yolla da olsa ikrar ettiği, suça konu telefonun şikâyetçiye iade edilmediği ve zararının giderilmediği gerekçesiyle sanığın cezalandırılmasına karar verildiği,
2.Sanığın kovuşturma evresinde alınan ifadesinde suça konu telefonu aldığını kabul ettiği,
3.Kolluk görevlilerince 22.06.2011 tarihinde düzenlenen CD İzleme Tutanağı içeriğine göre katılanın saat 00.41 sularında resepsiyon bölümünden ayrıldığı, sanığın saat 00.56 sıralarında resepsiyon bölümüne geldiği ve beklemeye başladığı, sanığın sürekli sağını ve solunu kontrol ettiği, 00.58 sıralarında resepsiyon bölümüne girdiği, siyah renkli bir cismi alıp sol cebine koyarak olay yerinden ayrıldığının tespit ediliği,
4. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan temin edilen katılanın cep telefonuna ait imeil numarası üzerinden iletişim tespiti evrakları incelendiğinde sanığın farklı tarihlerde kullanımının bulunduğunun anlaşıldığı,
5.Kovuşturma evresinde düzenlenen bilirkişi raporunda dosyada fotoğrafı bulunan sanık ile kamera görüntülerinde tespit edilen şahsın aynı kişi olduğu, sanığın resepsiyon bölümüne geçerek masanın üzerinde bulunan bir cismi alarak cebine koyduğuna ilişkin tespitin yapıldığı,
6.Sanığa ait nüfus kayıt örneği ve güncel adlî sicil kaydının dava dosyasında bulunduğu anlaşılmıştır.
V. GEREKÇE
1.Sanığın ibraz ettiği 12.12.2017 tarihli dilekçe içeriğinde … Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/698 Esas, 2012/1035 Karar sayılı dosyası belirtilerek “…ceza aldığını ancak verilen cezanın yokluğunda verildiğini, kararın yüzüne okunmadığı, Tebligat Kanunu’nun lehine olan kanun hükümleri uygulanarak temyiz hakkının verilmesini..” talep ettiği gözetildiğinde, sanığın 12.12.2017 tarihli dilekçesinin aynı zamanda eski hale getirme ve temyiz istemi mahiyetinde olduğu, … Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2012 tarihli ve 2011/698 Esas, 2012/1035 Karar sayılı kararının sorguda bildirdiği adresine birlikte oturduğu babası …’e 09.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği ancak UYAP üzerinden yapılan araştırmada sanığın tebliğ tarihinde … Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu nazara alındığında yapılan tebligatın geçersiz olduğu; sanığın eski hale getirme isteminin kabulü ile temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu ve dosyanın esasına girilerek sanık hakkında karar verilmesi yönündeki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İTİRAZININ KABULÜNE ve Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.10.2022 tarihli ve 2021/21032 Esas, 2022/14503 Karar sayılı temyiz isteminin incelenmeksizin iadesine dair kararının KALDIRILMASINA karar verilerek dosyanın esasına girilmiş; ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.06.2011 tarihli ve 6/94-133 sayılı kararında da belirtildiği üzere,Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.10.2022 olan temyiz isteminin iadesine dair karar tarihi ile 28.02.2023 olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabul edildiği tarih arasında zamanaşımının durduğu tespit edilmiştir.
2.Hükmolunan 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ertelenen sanık hakkında, belirlenen cezanın uzun süreli olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK’nın 53. maddesi uygulanmamış ise de, anılan maddenin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3.Sanığa usulünce duruşma günü bildirildiği, sanığın duruşmaya katılmaması nedeniyle zorla getirme ve yakalama müzekkereleri düzenlendiği, sanığın yakalama neticesinde sorgusunun yapıldığı, sanığın sorgusunun alındığı ve hüküm tarihinde ceza evinde bulunmadığı anlaşılmakla CMK’nun 194/2. maddesi uyarınca sanığın yokluğunda son kararın verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
VI. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2012 tarihli ve 2011/698 Esas, 2012/1035 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün ONANMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.