YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/16850
KARAR NO : 2023/4940
KARAR TARİHİ : 28.09.2023
…
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/269 E., 2021/408 K.
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
…
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, onama
20.07.2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 291/1. maddesinde yedi gün olarak belirtilen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtaydan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305-326. maddeleri uygulanmakta olduğundan, daha önce Yargıtay incelemesinden geçmiş dosyada temyiz süresine ilişkin bir değişiklik yapılmadığı dikkate alındığında; 06.04.2021 tarihli kararda temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren 15 gün olduğu belirtilerek yanıltmaya neden olunduğu; ancak sanık …’ın hükmü on beş günlük yasal süre de geçtikten sonra 22.04.2021 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmış ise de; karar tarihinde cezaevinde bulunup duruşmada hazır edilen sanık …’ın yüzüne karşı verilen 06.04.2021 tarihli kararda, sanığa 5271 Kanun’un 263. maddesine göre bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmemesi nedeniyle, sanığın 22.04.2021 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
A.Sanıklar …, …, … Hakkında Hırsızlık ve İş Yeri Dokunulmazlığının İhlâli Suçlarından, Sanık … Hakkında Hırsızlık Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak ONANMASINA,
B.Sanık … Hakkında İş Yeri Dokunulmazlığının İhlâli Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanık müdafiinin 06.04.2021 tarihli duruşmada “Lehe olan yasa maddelerinin uygulanmasına” ilişkin istemi, sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin uygulanmasını da kapsadığı hâlde, sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.