YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/16357
KARAR NO : 2023/4358
KARAR TARİHİ : 13.09.2023
…
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/587 E., 2016/796 K.
…
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlâli, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
…
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında ilk derece mahkemesince kurulan hükümlerin sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesi’nin 29.03.2018 tarih, 2017/1925 Esas, 2018/4731 Karar sayılı kararı ile temyizin süresinde olmaması nedeniyle verilen ek kararın onanmasına karar verildiği, sanık tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucunda ise Anayasa Mahkemesinin 17.11.2022 tarih, 2018/20830 başvuru numaralı kararı ile özetle; sanığın mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine, sanık hakkında yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğuna, bu kapsamda Daire tarafından temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine dair ek kararın onanmasına ilişkin kararın kaldırılarak temyiz isteminin, usule ilişkin başkaca eksiklik yoksa, esastan incelenmesi gerektiğine dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu karar doğrultusunda ilk derece mahkemesinin 19.12.2016 tarih, 2016/587 Esas, 2016/796 Karar sayılı temyiz isteminin reddine dair ek karar ile Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 29.03.2018 tarih, 2017/1925 Esas, 2018/4731 Karar sayılı kararı kaldırılarak yapılan inceleme neticesinde;
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinde 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun’un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanığa yüklenen 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 14.10.2021 tarihli ve 2021/35 Esas, 2021/473 Karar sayılı kararı dikkate alınarak, 5271 sayılı Kanun’un 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafi atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanun’un 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanarak hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından hükümler kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
Başkaca yönleri incelenmeyen Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.07.2016 tarihli ve 2016/587 Esas, 2016/796 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği, açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma kararının, sanığın tutuklu olarak bulunduğu hırsızlık suçuna ilişkin olması nedeniyle sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde salıverilmesi için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.