Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/1426 E. 2023/1341 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1426
KARAR NO : 2023/1341
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi

Hükümlü hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
5271 sayılı Kanun’un 32. 261 ve 268. maddeleri gereğince hüküm fıkrasında başvurulabilecek kanun yolu, süresi, başlangıcı ve başvurulacak merciin açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmasına karşın, mahkemenin uyarlama yargılaması sonucunda vermiş olduğu 24.06.2005 tarihli ve 2001/1543 Esas, 2002/853 Karar sayılı kararında kanun yolu itiraz olarak yanlış gösterildiğinden, hükümlünün temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2001 tarihli ve 2001/8294 numaralı iddianamesiyle hükümlü hakkında şikâyetçinin evine balkona tırmanıp, kapısını zorlamak suretiyle girip, ziynet eşyalarını ve kalemini aldığından bahisle hırsızlık suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1, 522, 81/2 ve 40. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.12.2002 tarihli ve 2001/1543 Esas, 2002/853 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında hırsızlık suçundan, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1, 81/2 ve 522. maddeleri gereğince 3 yıl 10 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. Hükümlü hakkında verilen karar 25.02.2003’te kesinleşmiştir.
4. … Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2005 tarihli yazısı ile hükümlü hakkında verilen kararın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe olan hükümleri bakımından değerlendirilmesi talebi üzerine mahkemenin 24.06.2005 tarihli ve 2001/1543 Esas, 2002/853 Karar sayılı kararıyla yeniden yargılama yapılmasına ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Hükümlü 30.12.2022 tarihli temyiz dilekçesinde özetle, lehine olan hükümlerin uygulanarak mağduriyetinin giderilmesini talep etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihi olan 23.10.2001’de saat 20.00 ile 20.30 arasında şikâyetçinin dubleks evine hükümlünün balkondan tırmanıp, kapıları zorlamak suretiyle girip, içeriden ziynet eşyalarını aldığı, başka bir suçtan yakalandığında da suçunu ikrar ettiği, bu sebeple mahkemece hükümlü hakkında 30.12.2002’de hırsızlıktan mahkûmiyet kararı verildiği, bu kararın 25.02.2003’te kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden sonra … Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2005 tarihli ve uyarlama talepli yazısı üzerine mahkemenin 24.06.2005 tarihli ve 2001/1543 Esas, 2002/853 Karar sayılı kararıyla hükümlü hakkında dosya üzerinden yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığı kararı verdiği tespit edilmiştir.
2. 26.10.2001 tarihli Yakalama, Üst Arama ve Zapt Etme Tutanağı dosya içerisine alınmıştır.
IV. GEREKÇE
1. 5252 sayılı Kanun’un 9/1. maddesi, 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüşse de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarihli ve 162/173 sayılı kararında açıklandığı gibi lehe olan kanunun belirlenmesi herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya sonraki kanun ile cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı doğmuşsa yargılamasının duruşmalı yapılması zorunludur. Evrak üzerinde inceleme yapılabilmesi ise ancak belirtilen bu hâller dışında söz konusu olabilecektir. Hükümlü hakkında lehe olan kanunun saptanabilmesi için takdir hakkının kullanılması gerekeceğinden duruşma açılıp uyarlama yargılaması yapılarak karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde yazılı şekilde karar verilmesi,
2. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, 5237 sayılı TCK’nın 141. ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; hükümlünün şikâyetçiye yönelik eyleminin, ayrı ayrı 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b maddesine uyan hırsızlığın yanı sıra, aynı Kanun’un 116/1 ve 151/1. maddelerine uyan konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarını da oluşturduğu ve mala zarar verme suçu yönünden CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre, 765 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan kanunun belirlenmesi zorunluluğu sebepleriyle hükümde hukuka aykırılıklar bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.06.2005 tarihli ve 2001/1543 Esas, 2002/853 Karar sayılı ek kararına yönelik hükümlünün temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.