YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/13760
KARAR NO : 2023/4424
KARAR TARİHİ : 14.09.2023
…
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/194 E., 2022/408 K.
…
SUÇLAR : Kamu malına zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihinde başka suçtan cezaevinde bulunan ve duruşmada SEGBİS sistemi ile hazır bulundurulan sanığın yüzüne karşı kurulan hükmün yasa yolu bildiriminde, 5271 sayılı Kanun’un 263. maddesine göre bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmemesi suretiyle yanıltılması nedeniyle, sanığın 28.10.2022 tarihli temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.02.2016 tarihli ve 2016/615 Esas No’lu iddianamesi ile sanık hakkında, ters yönde araç kullanması ve getirildiği polis merkezinde kapı ve camlara vurmak suretiyle zarar vermesi şeklinde gerçekleşen eylemleri nedeniyle kamu malına zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152/1-a, 179/3 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Kemalpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.12.2014 tarihli ve 2014/110 Esas, 2014/570 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kamu malına zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 152/1-a ve 179/2-3.maddeleri uyarınca sırasıyla 1 yıl ve 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Kanun’un 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluklarının uygulanmasına ve aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. Anılan kararın sanık ve şikâyetçi … vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03.02.2022 tarihli ve 2020/17687 Esas, 2022/1283 Karar sayılı kararı ile, kamu malına zarar verme suçundan zarar gören kurumun duruşmadan haberdar edilmeyerek iddia ve delillerini sunma hakkının kısıtlandığı ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hüküm yönünden, sanığın lehe hükümlerin uygulanması talebinin 5237 sayılı Kanun’un 50.maddesini de kapsadığı halde bu hususta herhangi bir karar verilmediğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde, Kemalpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.10.2022 tarihli ve 2022/194 Esas, 2022/408 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kamu malına zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 152/1-a, 62/1, 179/2-3 ve 62. maddeleri uyarınca sırasıyla 10 ay hapis ve 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluklarının uygulanmasına ve aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; lehe uygulama yapılmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın olay günü ters yönde araç kullanırken, kolluk kuvveti tarafından durdurulmak istendiği, kaçan sanığın bariyer ile durdurulduğu, yapılan ölçümde 80 promil alkollü olduğu, götürüldüğü polis karakolunda, bank, kapı ve camlara vurarak zarar verdiğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2.Sanık üzerlerine atılı suçlamayı ikrâr etmiştir. 12.01.2014 tarihli Olay, Yakalama, Muhafaza Altına Alma ve Üst Arama Tutanağı, aynı tarihli Görgü ve Tespit Tutanağı, aynı tarihli Alkol Raporu , şikâyetçi kolluk personelinin ifadeleri dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A.Kamu Malına Zarar Verme Suçu Yönünden;
Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 62. maddesinden uygulama yapıldığı; sanığın sabıkalı geçmişi ve tekkerrüre esas sabıkalarının bulunması dikkate alındığında tekrar suç işlemeyeceği yönünden olumlu kanaat oluşmadığı şeklindeki dosya içeriğine ve yasaya uygun gerekçe ile 5271 sayılı Kanun’un 231, 5237 sayılı Kanun’un 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmakla, sanığın lehe uygulama yapılmadığına ilişkin temyiz sebebi reddedilmiş, ancak;
Sanığın adlî sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan İzmir 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.2013 tarihli ve 2013/458 Esas, 2013/728 Karar sayılı ilâmından dolayı mükerrir olduğu belirtilmiş ise de, anılan ilâmda birden fazla aynı cezayı içerir mahkûmiyet hükmü bulunduğundan, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 108/2. maddesi uyarınca görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetli bulunmamıştır.
B.Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Yönünden;
Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 62. maddesinden uygulama yapıldığı; sanığın sabıkalı geçmişi ve tekkerrüre esas sabıkalarının bulunması dikkate alındığında tekrar suç işlemeyeceği yönünden olumlu kanaat oluşmadığı şeklindeki dosya içeriğine ve yasaya uygun gerekçe ile 5271 sayılı Kanun’un 231, 5237 sayılı Kanun’un 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmakla, sanığın lehe uygulama yapılmadığına ilişkin temyiz sebebi reddedilmiştir, ancak;
1. Anayasa Mahkemesinin, 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile; 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan “… kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “… Seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu 5237 sayılı Kanun’un 179/3. maddelerinde tanımlanan suçların seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 250. maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla, karar hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu yönünden, 24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesindeki “Basit Yargılama Usulü”nün uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle 5271 sayılı Kanun’un eklenen geçici 5/1-d maddesi ile “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de; Hükümden sonra, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, bilahare 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile de yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer alan “Hükme bağlanmış” ibaresinin aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. 5271 sayılı Kanun’un 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve aynı Kanun’un 251/1. maddesi kapsamına giren, 5237 sayılı Kanun’un 179/3. maddesindeki suç yönünden, aynı Kanun’un 7. ve 5271 sayılı Kanun’un 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunduğu tespit edilmiştir.
3. Sanığın adlî sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.2013 tarihli ve 2013/458 Esas, 2013/728 Karar sayılı ilâmından dolayı mükerrir olduğu belirtilmiş ise de, anılan ilâmda birden fazla aynı cezayı içerir mahkûmiyet hükmü bulunduğundan, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 108/2. maddesi uyarınca görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetli bulunmamıştır.
V. KARAR
A.Kamu Malına Zarar Verme Suçu Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) paragrafında açıklanan nedenle kamu malına zarar verme suçu için; Kemalpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.10.2022 tarihli ve 2022/194 Esas, 2022/408 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün,1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından “Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına” ilişkin kısımlar çıkarıltılarak, yerlerine “Sanığın adlî sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.2013 tarihli ve 2013/458 Esas, 2013/728 Karar sayılı ilâmı ile görevi yaptırmamak için direnme suçundan 5237 sayılı Kanun’un 265/1-3, 43/1-2 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezasından dolayı sanık hakkında hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlesinin eklenmesine karar verilmek suretiyle, hükmün Tebliğname’ye aykırı olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B.Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) paragrafında açıklanan nedenlerle sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan verilen karara yönelik temyiz isteği yerinde görüldüğünden anılan hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği Tebliğname’ye aykırı olarak, BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.