Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/12575 E. 2023/2218 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/12575
KARAR NO : 2023/2218
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2011/161 E., 2016/95 K.

SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlâli
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık …’in yokluğunda verilen karar, cezaevinde bulunan sanığa 01.07.2016 tarihinde karar içeriği anlatılarak tebliğ edilmişse de, 21.06.2016 tarihli kararın yasa yolu bildiriminde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 263. maddesine göre yasa yolu başvurusunun gerçekleştirileceğinin belirtilmemesi nedeniyle, sanık …’in 15.07.2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Temyizin kapsamına göre;
1. İdil Cumhuriyet Başsavcılığının 26.09.2011 tarihli ve 2011/441 Esas numaralı iddianamesi ile suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37/1, 142/1-b, 143/1, 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. İdil Cumhuriyet Başsavcılığının 26.09.2011 tarihli ve 2011/436 Esas numaralı iddianamesi ile sanıklar …, … ve … hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 37/1, 142/1-b, 143/1, 53. maddeleri; sanıklar … ve … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 37/1, 142/1-b, 143/1, 116/4, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.
3. İdil Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.12.2011 tarihli ve 2011/159 Esas, 2011/352 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında açılan kamu davalarının, suça sürüklenen çocuk … hakkında açılan aynı Mahkeme’nin 2011/161 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
4. İdil Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2016 tarihli ve 2011/161 Esas, 2016/95 Karar sayılı kararı ile tüm sanıklar hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 37, 142/1-b, 143, 53 ve 63. maddeleri gereğince 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve gözaltında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin cezalardan mahsubuna; suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 37, 142/1-b, 143, 31/3 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, gözaltında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin cezasından mahsubuna; sanıklar … ve … hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 116/4 ve 53. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 25.03.2021 tarihli ve 2016/357253 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz isteği; Mahkemece kabul edilen kusur ve sorumluluk ile ilgili kıstasların ceza muhakemesi ve cezalandırma ilkelerine aykırı olduğu, suça sürüklenen çocuğun suçluluğunun şüpheden uzak delillerle sabit bulunmadığı, cezai sorumluluğu ve dereceleri tespit edilmeden mahkûmiyet hükmü kurulduğuna ilişkindir.
Sanık …’ın temyiz isteği; aşamalardaki ifadelerinin istikrarlı olup evin içerisine kilit kırmadan girdikleri, polislerin geldiğini görünce kendisinin hiçbir şey almadan kaçtığı, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı, pişman olduğu, olayı planlayanın, içeriden eşya çalanın kendisi olmadığı, kendisine de diğerleri gibi 5 yıl 6 ay ceza verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, asgari hadden uzaklaşılması ve suçun gece vakti işlenmesi nedeniyle 1/3 oranında artırım yapılmasının yerinde olmadığı, katılanın zararının olmadığı, konut dokunulmazlığını ihlâl etme kastının olmadığı, fazla ceza verildiği, samimi anlatımına rağmen indirim yapılmadığı, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmadığına ilişkindir.
Sanık …’ın temyiz isteği; alkol ve madde bağımlılığı nedeniyle atılı suçu işlediği, dosyadaki yaşça büyük kişiler tarafından kullanıldığı, pişman olduğu, verilen cezanın ertelenmesi veya para cezasına çevrilmesine karar verilmesinin gerektiğine ilişkindir.
Sanık …’in temyiz isteği; suçu kabul etmediği, diğer sanıkların suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarından hareketle ceza verilemeyeceği, kendisine tebligat yapılmadığı için tanık dinletemediği, diğer sanık … tarafından çalınan eşyaların tamamen iadesinin sağlandığı, sanık …’ın polis ekiplerince takip ile yakalanması nedeniyle eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı, 5237 sayılı Kanun’un 62. maddesinin uygulanmasının gerektiği, ifadesi alınırken 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve müdafi isteyip istemediğine ilişkin beyanlarının sorulmadığına ilişkindir.
Sanık …’ın temyiz isteği; adil yargılanmadığı, kendisini ifade edemediği, kararın yüzüne okunmadığı, suçu kabul etmediğine ilişkindir.
Sanık …’ın temyiz isteği; atılı suçu işlemediği, beraat kararı verilmesinin gerektiği, kendisini savunma hakkının verilmediği, asgari hadden uzaklaşılmadan ceza verilmesinin gerektiği, 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin uygulanabilmesi için katılanın zarar miktarının sorulup zararı karşılamak için süre verilmesinin gerektiği, erteleme ve paraya çevirme hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, lehe hükümlerin uygulanması talebinin dikkate alınmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; 07.09.2011 günü saat 03.00 sıralarında gece vakti sanıkların hep birlikte katılana ait ikamete gittikleri, sanıklar …, …, … ve suça sürüklenen çocuk …’un evin bahçe duvarının dışında bekledikleri, sanıklar … ve …’ın ise merdiven ile evin ikinci katına çıktıkları ve açık olan balkon kapısından içeri girdikleri, bu esnada hırsızlık olayının yaşandığı ikamete yakın olan polis lojmanlarında görevli polis memurlarının bu durumu görüp bildirmeleri üzerine polis ekiplerinin olay yerine geldiği, polis ekiplerinin geldiğini gören sanıkların olay yerinden kaçtıkları, sanık …’ın bir süre sonra İdil Devlet Hastanesi civarında yakalandığı, yakalandığında üzerinde çalınan bir kısım eşyaların çıktığı, kolluk görevlilerince yapılan çalışmalar üzerine daha sonra diğer sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun yakalandıkları, sanıklar …, …, …’ın savunmalarında suçlamayı kabul etmemişlerse de diğer sanıklar … ve … ile suça sürüklenen çocuk …’nin suçlamayı ikrar eden savunmaları, inkar içeren savunmaların birbirleriyle çelişkiler içermesi, yaşanılan olayın akışı ve dosya kapsamındaki diğer deliller karşısında, inkara yönelik savunmalara itibar edilmediği, sanıklar …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk …’nin üzerlerine atılı nitelikli hırsızlık suçunu birlikte işledikleri ve sanıklar … ve …’ın üzerlerine atılı konut dokunulmazlığının ihlâli suçunu birlikte işledikleri, sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun eylemlerini tamamladıktan sonra olay yerinden kaçtıkları, evden aldıkları eşyaları kendi hakimiyet alanlarına geçirdikleri, kaçtıktan sonra aradan zaman geçtiği ve sonrasında peyderpey yakalandıkları, bu haliyle sıcak takipten söz edilemeyeceğinden hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde teşebbüs hükümlerinin uygulanmamasının gerektiği kabul edilmiştir.
2. Sanıklar … ve …’ın aşamalardaki ifadelerinde atılı suçları ikrar ederek eylemi diğer sanıklar ve suça sürüklenen çocuk ile birlikte işlediklerini beyan etmişlerdir.
3. Suça sürüklenen çocuk …’nin aşamalardaki ifadelerinde tevilli ikrarda bulunduğu anlaşılmıştır.
4. Sanıklar …, … ve …’ın savunmalarında suçu inkar ettikleri, olay gecesi diğer sanıklar ve suça sürüklenen çocukla birlikte sanık …’e ait evde bir arada olduklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
5. Polis memuru tanıklar E.E. ve E.B.’nin ifadeleri ile kolluk görevlilerince düzenlenen 07.09.2011 tarihli olay tutanağı ve aynı tarihli teslim tesellüm tutanağı dosya içerisindedir.
IV. GEREKÇE
A. Sanıklar …, … ve … Hakkında Hırsızlık Suçundan; Sanıklar … ve … Hakkında Hırsızlık ve Konut Dokunulmazlığının İhlâli Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
1. Konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar … ve …’e verilen cezaların 5237 sayılı Kanun’un 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi ile; tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedenleri yapılmamış; sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, sanıklar … ve …’ın atılı suçları ikrar ederek, eylemi diğer sanıklarla birlikte işlediklerine dair beyanları, suça sürüklenen çocuk …’un tevilli ikrara dönük beyanları, diğer sanıklar …, … ve …’in beyanları ve olay gecesi aynı evde birlikte bulunduklarına dair anlatımları, olayı gören polis memurları E.E. ve E.B’nin beyanları, kolluk görevlilerince düzenlenen olay, yakalama ve teslim tutanakları ile tüm dosya içeriğine göre, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, delillerin değerlendirmesinde hata bulunmadığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi, takdirî indirim nedenlerinin uygulanmaması, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve ertelemeye yer olmadığına dair kararların gerekçelerinin karar yerinde gösterildiği ve dosya içeriğine uygun oldukları anlaşıldığından, kurulan hükümlerde Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen aşağıda belirtilen husus dışında bir hukuka aykırılık görülmemiş, sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;
18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuk … hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporu ücretinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c. maddesindeki düzenlemeye göre yargılama gideri olarak sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Hırsızlık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Yargılamanın yapıldığı esas Mahkemesince sorgusu yapılmamış olan suça sürüklenen çocuk alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Yargılamasının yapıldığı istinabe Mahkemesince sorgusundan önce suça sürüklenen çocuğa ifadesini esas Mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediğinin sorulması zorunludur. İnceleme konusu dosyada, suça sürüklenen çocuğun yakalama emri üzerine Diyarbakır 2. Çocuk Mahkemesinin 2012/46 D.İş sayısı ile yapılan 12.04.2012 tarihli sorgusundan önce ifadesini yargılamanın yapıldığı esas Mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulmayıp, 5271 sayılı Kanun’un 196/2. maddesine aykırı şekilde yapılan sorgusu esas alınmak suretiyle hükümlülük kararı verilerek savunma hakkının kısıtlanması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Sanıklar …, … ve … Hakkında Hırsızlık Suçundan; Sanıklar … ve … Hakkında Hırsızlık ve Konut Dokunulmazlığının İhlâli Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle İdil Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2016 tarihli ve 2011/161 Esas, 2016/95 Karar sayılı kararına yönelik sanıkların temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasında yargılama giderlerine ilişkin bölümdeki “200 TL sosyolog bilirkişi sarf kararından” ibaresinin çıkartılmasına karar verilmek suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Hırsızlık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Başkaca yönleri incelenmeyen İdil Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2016 tarihli ve 2011/161 Esas, 2016/95 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteği, gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.