Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/10470 E. 2023/1470 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10470
KARAR NO : 2023/1470
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Çaykara Cumhuriyet Başsavcılığının 08.11.2013 tarih ve 2013/297 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan 5327 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 160/1, 53. maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
B. Çaykara Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.04.2016 tarihli ve 2014/36 Esas, 2016/49 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 160/1, 50/1-a, 52/2-3, 52/4. maddeleri uyarınca 5.400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; tanığa parayı bulduğuna dair bir ifadede bulunmadığına, tanığın neden bu şekilde beyanda bulunduğunu anlamadığına, olaydan bir yıl öncesinde tanığın bir arkadaşıyla olan kavgasında ona hak vermediği için böyle bir intikamda bulunmuş olabileceğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde, olay tarihinde şikâyetçinin içerisinde iki adet pasaport, 6.500,00 TL, 75 Euro ve 3000 Dolar bulunan çantasını Uzungöl Beldesinde gezinti yaptığı esnada kaybettiği, çantayı düştüğü yerden balık avlamak için oraya giden sanığın bulduğu, sanığın çanta içerisindeki pasaportları 2013 yılının Haziran ayı başlarında “pasaport ve bir miktar parayı balık tuttuğu esnada bulduğunu, parayı harcadığını, vicdanen rahatsız olduğunu” söyleyerek arkadaşı olan tanık M.İ.’ye teslim ettiği, tanığın Arap müşterileri aracılığıyla şikâyetçiye ulaştığı, şikâyetçinin ilçeye gelmesi üzerine de birlikte karakola gittikleri, sanığın para bulmadığını sadece pasaport bulduğunu beyan ettiği, ancak tanığın şikâyetçinin şikâyeti ile de uyumlu olarak sanıkla olan tüm olayları ayrıntısı ile anlattığı, sanığın atılı suçu işlediği kabul edilmiştir.
2. Sanık, suçlamaları kabul etmemiş, 2013 yılı Nisan ayında balık tutmaya gittiğinde ıslak halde iki pasaport bulduğunu, pasaportları bir gün sonra otel sahibi tanık M.İ.’ye teslim ettiğini, tanığa kesinlikle para da bulduğunu söylemediğini beyan etmiştir.
3.Tanık M.İ. dinlenmiş; aşamalardaki tüm beyanlarında sanığın 2013 yılı Haziran ayı başlarında yanına gelerek çanta bulduğunu, çantanın içinde belirli bir miktar para ve pasaport olduğunu, paraları harcadığını ve vicdanen rahatsız olduğunu kendisine söylediğini, söylediklerinde yanlış anlaşılma gibi bir durum söz konusu olmadığını, hatta bu paraları sahibine kendisinin iade edeceğini de ilettiğini, şikayetçi parasını isteyince sanığı aradığında “ben para filan bulmadım” diyerek telefonu yüzüne kapattığını belirtilmiştir.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251/1. maddesi kapsamına giren 5237 sayılı Kanun’un 160. maddesinde düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu yönünden, aynı Kanun’un 7. ve 5271 sayılı Kanun’un 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılması gerektiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çaykara Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.04.2016 tarihli ve 2014/36 Esas, 2016/49 Karar sayılı kararırına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.