Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2023/10207 E. 2023/1574 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10207
KARAR NO : 2023/1574
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Hükümlü hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.05.1994 tarihli ve 1994/43068 numaralı iddianamesiyle hükümlü hakkında şikâyetçinin deterjan deposu olarak kulandığı yerin kilidini levye ile kırarak içeriden 40 koli deterjan çalındığından bahisle hırsızlık suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1, 522, 55/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.12.1998 tarihli ve 1994/00920 Esas sayılı kararı ile hükümlü hakkında hırsızlık suçundan, 765 sayılı Kanun’un 493/1-son, 55/3 ve 59/2. maddeleri gereğince 4 yıl 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. Hükümlü hakkında verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21.11.2000 tarihli 2000/8492 Esas ve 2000/8407 Karar sayılı kararı ile ceza miktarının 4 yıl 5 ay 10 gün olarak düzeltilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
4. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.11.2006 tarihli yazısı ile hükümlü hakkında verilen kararın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe olan hükümleri bakımından değerlendirilmesi talebi üzerine 15.12.2006 tarihinde Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi ek karar ile dosya üzerinden sanık hakkında yeni kanun lehe olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 143, 31/3, 62 ve 50/3. maddeleri uyarınca 7.000,00 TL adlî para cezasına hükmetmiştir.
5.Hükümlünün 15.12.2006 tarihli Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin ek kararını temyiz etmesi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 05.04.2012 tarih, 2011/15505 Esas ve 2012/8117 Karar sayılı kararı ile, “1.Suç tarihinde 18 yaşından küçük ve sabıkasız olan sanık hakkında belirlenen cezanın 3 yıldan az olması karşısında; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasası’nın 23.ve 24.maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması, 2.Temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi, 5237 sayılı TCK’nın 143.maddesi uyarınca artırım oranının tayini, cezanın paraya çevrilmesi sırasında takdir hakkı kullanıldığından, duruşma açılmasında zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi, 3.Mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçları nedeniyle uygulama yapılmaması” sebepleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6.Bozma üzerine Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesince 03.07.2013 tarihinde; 18.12.1998 tarihli hükmün iptali ile 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 143, 31/3, 62; 116/4, 119/1-c, 31/3, 62; 151/1, 31/3, 62. maddeleri uyarınca hükümler kurularak hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
7.Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları 29.08.2013 tarihinde kesinleşmiş, hükümlü 24.02.2015 tarihinde yeni suç işlemiş ve hükümler Ankara 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 01.12.2016 tarih 2016/531 Esas ve 2016/812 Karar sayılı kararı ile açıklanarak hükümlünün hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 143, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan 5237 sayılı Kanun’un 116/4, 119/1-c, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; mala zarar verme suçundan 5237 sayılı Kanun’un 151, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
8.Kararı hükümlü ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz etmesi üzerine Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 13.09.2022 tarihli 2021/16081 Esas ve 2022/11161 Karar sayılı kararı ile “Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 230, 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile hükümlünün eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa’nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232 ve 289/1-g (1412 sayılı CMUK’un 308/7) maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması” sebebiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
9. Bozma ilamına uyan Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli, 2022/824 Esas ve 2022/842 Karar sayılı kararıyla hükümlü hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 143, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan 5237 sayılı Kanun’un 116/4, 119/1-c, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; mala zarar verme suçundan 5237 sayılı Kanun’un 151, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Hükümlü müdafiinin temyizi, suçun zamanaşımına uğradığına, bu yönüyle kararın bozulması gerektiğine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihi olan 02.05.1994’te saat 02.30’da hükümlü … ile diğer suça sürüklenen çocuk …’nın birlikte şikâyetçinin deterjan deposu olarak kullandığı yerin kilidini levye ile kırarak içeriden 40 koli deterjan çaldıkları tespit edilmiştir.
2.Olay yeri raporunda, hırsızlık eyleminin meydana geldiği yerin bahçe içinde depo olarak kullanılan, her iki odasında sıvı ve toz deterjan kolileri bulunan yer olduğu tespit edilmiştir.
3.Olay yerine ilişkin yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda; deterjan deposu olarak kullanılan yerin gecekondu tipi tek katlı yer olduğu, etrafının bahçe duvarı ile çevrili olduğu, asma kilidinin demir aletle kırılarak açıldığı, iş yerinin sağlam ve muhkem olduğu tespit edilmiştir.
4. Hükümlü … suçlamayı ikrar etmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Hükümlü … hakkında 18.12.1998 tarihinde verilen kararın kesinleşmesinden sonra yapılan yargılamalar uyarlama yargılaması niteliğinde olduğundan, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe Hükümlerin Uygulanmasında Usûl” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz” şeklindeki düzenlemeye göre hükümlü müdafiinin zamanaşımına yönelik temyiz sebebi reddedilmiştir. Ancak;
2.Olay yeri inceleme raporu ve bilirkişi raporlarında; hırsızlık eyleminin meydana geldiği yerin depo olarak kullanılan bir yapı olduğu, fiilen iş yeri olarak kullanılmadığı anlaşıldığından iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
3.Suç tarihi itibariyle mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamında olduğu gözetilerek 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip, uzlaştırma işlemleri yapıldıktan sonra hükümlünün hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Kabule göre;
4.5237 sayılı Kanun’un 50/3. maddesi uyarınca, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş bulunan ve onsekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli, 2022/824 Esas ve 2022/842 Karar sayılı kararına yönelik hükümlü müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, BOZULMASINA, infaz aşamasında hükümlü lehine uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.