YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9041
KARAR NO : 2023/634
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ :Hırsızlık
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Sanıklar hakkında, … Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.04.2015 tarihli ve 2015/19447 Soruşturma numaralı iddianame ile; şüplelilerin olay gecesi eylem ve fikir birlikteliği içerisinde hareketle müştekinin yetkilisi olduğu petrol istasyonunda bulunan otomatik yıkama makinelerinin para kutularını zorlamak suretiyle açıp bunların içerisindeki yaklaşık 100,00 TL parayı hırsızladıkları” iddiasıyla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143 ve 53. maddeleri uyarınca hırsızlık suçundan cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. … Asliye Ceza Mahkemesinin,10.11.2015 tarihli ve 2015/315 Esas, 2015/ 664 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 143, 168/2 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3…. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.11.2015 tarihli ve 2015/315 Esas, 2015/ 664 Karar sayılı kararının, sanıklar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.12.2020 tarihli ve 2020/16821 Esas, 2020/15737 Karar sayılı ilâmıyla;
” Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak
1- 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının, 5237 sayılı Kanun’a özgü, ayrı ve yeni bir kavram olduğu, suçun işleniş biçimi ve olayın özelliği de gözetilerek, değer olarak da gerekiyorsa ceza vermekten vazgeçilebilecek ölçüde düşük değerlerin esas alınması suretiyle, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanmak koşuluyla uygulanabileceği dikkate alınarak, somut olayda sanıkların benzin istasyonunda bulunan otomatik yıkama makinesinin kilidini zorlamak suretiyle açarak 100.00 TL tutarındaki bozuk parayı çalmaları şeklinde gerçekleşen olayda, sanıklar hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 143, 168/2. maddeleri gereği belirlenen 3 yıl 9 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 62. maddesi gereği indirim yapılırken sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün olarak eksik hesaplanması,” nedenleriyle 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi de gözetilerek hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma üzerine …Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.05.2021 tarihli ve 2021/130 Esas, 2021/392 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 143, 145, 168/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanıklar …, … ve … müdafilerinin temyiz istemleri eksik inceleme sonucu karar verildiğine ve suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, müvekkillerinin beraatine ve lehe hükümlerin uygulanması talebine,
B.Sanık … müdafiinin temyiz istemi sanık hakkında 145. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğine, beraatine ve lehe hükümlerin uygulanması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.17.04.2015 tarihli iddianamede anlatıldığı ve Mahkemece de gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde kabul edildiği üzere, sanıkların suç tarihinde de sanık …’ın arabasıyla gezmeye çıktıkları, gece 22.00 sıralarında dolaştıkları sırada müştekinin yönetici olduğu petrol istasyonuna geldikleri, burada madeni para atılarak deterjan ve su için ayrı ayrı para atmak suretiyle araba yıkanan bölüm bulunduğu, sanıkların da araba yıkama bölümüne geçtikleri, arabalarını yıkadıkları sırada araba yıkatılması için müşteriler tarafından madeni para atılan kutuda biriken paraları çalmaya karar verdikleri, tornavidayla kilidini zorlayarak açtıkları, 100,00 TL madeni parayı birlikte çaldıkları anlaşılmıştır.
2. Sanıklar aşamalarda alınan savunmalarında üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmişlerdir.
3. Şikâyetçi bozma öncesinde mahkemede sanıkların istasyondaki yıkama bölümündeki araç yıkama makinasının yanında bulunan kumbaranın kilidini kırıp, içini açıp içerisinde bulunan 100,00 TL civarındaki bozuk parayı aldıklarını, duruşma günü sanıklardan …’ın annesi gelerek sanıkların kendisini gönderdiklerini söyleyerek alınan parayı ve oluşan zararı iade ettiği, tazmin ettiğini, tazmini gereken herhangi bir zarar kalmadığını, sanıklardan şikâyetçi olmadığını beyan etmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Mahkûmiyet Kararı Yönünden
Sanıkların savunmalarında atılı suçu birlikte işlediklerini beyan etmiş olup; sanıkların eyleminin sübuta erdiğinin kabulü ile haklarında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik ve sanıklar müdafiilerinin eksik inceleme sonucu karar verildiğine ve suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin itirazları yerinde görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B.Sanık … Müdafiinin Sanık Hakkında 145. Maddesi Uyarınca Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Kararı Verilmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz İstemi Yönünden:
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkimin indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptayacağı;
TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkimin takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapacağı, somut olayda mahkemenin sanığın cezalandırılmasına ve hakkında 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesinin uygulanmasına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Lehe Hükümlerin Uygulanması Taleplerine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden :
1.Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmeyen ve TCK’nın 51/1-a maddesine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı belirlenen sanıklar hakkında, ertelemeye yer olmadığına karar verilirken “sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığını” irdeleyen yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, ” yasal şartları oluşmadığından ” şeklindeki yetersiz gerekçeyle sanıklar hakkında kurulan hükümlerde ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi,
2.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu, ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, hırsızlık suçunda meydana gelen zararın giderildiği gözetilmeden, sanıkların adli sicil kayıtlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar varsa da, atılı suçun 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesinde belirtilen “denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” koşulunun bulunmadığı, bu nedenle sanıklar …, … ve … hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesinde belirtilen şekilde “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken “ yasal şartları oluşmadığından” şeklindeki yetersiz gerekçeyle sanıklar …, … ve … hakkında kurulan hükümlerde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (C-1-2) paragraflarında açıklanan nedenlerle …Asliye Ceza Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2021/130 Esas, 2021/392 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.