Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/4295 E. 2022/15956 K. 03.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/4295
KARAR NO : 2022/15956
KARAR TARİHİ : 03.10.2022

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık …’un, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 64/1, 493/1-2-son, 522, 523/1 ve 59. maddeleri gereğince 2 yıl 7 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair… Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2002 tarihli ve 2002/64 esas, 2002/271 sayılı kararının, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 28/09/2005 tarihli ve 2004/10848 esas, 2005/10688 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda, nitelikli hırsızlık ve kamu malına zarar verme suçlarından sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-d, 143, 168, 152/1-a ve 62. (2 kez) maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair… Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2006 tarihli ve 2005/325 esas, 2006/313 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21/04/2010 tarihli ve 2007/21830 esas, 2010/4618 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmesini müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d, 143/1, 168/1, 152/1-a ve 62/1. (2 kez) maddeleri gereğince 10 ay 15 gün hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair… Asliye Ceza Mahkemesinin 23/03/2011 tarihli ve 2010/218 esas, 2011/162 sayılı kararının 11/11/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 21/10/2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d, 143/1, 168/1, 152/1-a ve 62/1. (2 kez) maddeleri gereğince 10 ay 15 gün hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin… Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2021 tarihli ve 2021/6 esas, 2021/51 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 16/03/2022 gün ve 18118/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/05/2022 gün ve 2022/47980 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11/12/2012 tarihli ve 2012/1247 esas, 2012/1842 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; 5237 sayılı Kanunun 143. maddesinde düzenlenen “Suçun gece vakti işlenmesi” nin suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâli olması nedeniyle aynı kanunun 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alınacağı, somut olayda sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d maddesinde düzenlenen haksız yere elde bulundurulan anahtarla kilit açmak suretiyle gece vakti hırsızlık suçuna vücut verdiği, sanığın 15/03/2002 tarihinde işlediği eylemine uyan 765 sayılı Kanun’un 493/1-2-son maddesi uyarınca atılı suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Kanunun 102/3 ve 104/2. maddelerince 15 yıl olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d ve 143. maddeleri uyarınca atılı suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Kanun’un 66/1-d ve 67/4. maddelerine göre 22 yıl olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Kanun hükümlerinin sanık yararına olduğu, sanığın müsnet suçları 15/03/2002 tarihinde işlediği, hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 11/11/2011 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içerisinde 21/10/2013 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun’un 231/8-son cümlesi gereğince 11/11/2011 ile 21/10/2013 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin durduğu, 21/10/2013 tarihinde zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı, sanığın üzerine atılı 15/03/2002 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlık suçu için 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/3 ve104/2. maddeleri uyarınca 15 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin sanık yararına olduğu, kamu malına zarar verme suçu yönünden ise 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının sanık lehine olduğu dikkate alındığında, suç tarihi olan 15/03/2002 gününden hükmün açıklanmasına ilişkin kararın verildiği 05/02/2021 tarihine kadar bu sürelerin geçtiği gözetilmeden, açılan kamu davalarının düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
2) Temyiz kanun yoluna tabi olup, kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanacak yeni hüküm olduğu, bu nedenle yargılama sonucunda ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, somut olayda açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle hükmün açıklanmasına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık …’un, suç tarihinde temyiz dışı sanıklar ile birlikte gece vakti… Ticaret Lisesinin müdür yardımcısı odasının camını kırarak girdiği bu odadan aldığı anahtar ile okulun bilgisayar odasının kapısını açtıktan sonra burada bulunan 16 adet bilgisayarı çalması şeklindeki eyleminin, 765 sayılı Kanun’un 493/1-2-son ile 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d, 143. ve 152/1-a maddelerine uyduğunun anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7. ve 5252 sayılı Kanun’un 9. maddeleri uyarınca yapılan değerlendirmede, dava zamanaşımı bakımından, 765 sayılı TCK’nın 493/1-2-son maddesindeki hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun’un 102/3 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 15 yıllık dava zamanaşımının, hırsızlık suçu bakımından 5237 sayılı Kanun’un 66/1-d, 67/4. maddelerine göre belirlenen dava zamanaşımından daha lehe olduğu, buna göre hırsızlık suçu için anılan 15 yıllık dava zamanaşımı süresi ile kamu malına zarar verme suçu için 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımı süresinin, (hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 11.11.2011 tarihi itibariyle duran zamanaşımının, kesinleşen sonraki mahkumiyete konu suçun işlendiği 21.10.2013 günü yeniden işlemeye başladığı belirlenmekle; buna göre oluşan 1 yıl 11 ay 10 günlük durma süresi de dikkate alındığında) 15/03/2002 olan suç tarihinden 05/02/2021 olan karar tarihine kadar geçmiş bulunduğu gözetilmeden sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (…) Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 05/02/2021 tarihli ve 2021/6 E., 2021/51 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; açılan kamu davasının, CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, hükmolunan cezaların kaldırılmasına, 03/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.