YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1672
KARAR NO : 2022/11064
KARAR TARİHİ : 01.06.2022
Mala zarar verme suçlarından suça sürüklenen çocuk …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 151/1, 31/2, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ordu Çocuk Mahkemesinin 01/07/2020 tarihli ve 2019/346 esas, 2020/91 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/01/2022 gün ve 19931-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/01/2022 gün ve 2022/9254 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında bina içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yapılan yargılama sonucunda bu suçlar yönünden beraatine karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede;
5271 sayılı Kanun’un 254/1. maddesindeki, “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması hâlinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca; Mahkemece suça sürüklenen çocuğa yüklenen mala zarar verme suçu yönünden uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
1)Kayden 12/03/2003 doğumlu olup, suçun işlendiği 27/10/2019 tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezadan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31/3. maddesi yerine aynı Kanunun 31/2. maddesinin uygulanmasında,
2)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/11/2018 tarihli ve 2016/6-986 esas, 2018/554 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yapılan yargılama sonucunda bu suçlar yönünden beraatine karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede;
5271 sayılı Kanun’un 254/1. maddesindeki, “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması hâlinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca; mahkemece suça sürüklenen çocuğa yüklenen mala zarar verme suçu yönünden uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kayden 12/03/2003 doğumlu olup, suçun işlendiği 27/10/2019 tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezadan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3. maddesi yerine aynı Kanunun 31/2. maddesinin uygulanması,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/11/2018 tarihli ve 2016/6-986 esas, 2018/554 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması nedenleriyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (ORDU) Çocuk Mahkemesinden kesin olarak verilen 01.07.2020 tarihli ve 2019/346 E., 2020/91 K. sayılı kararının belirtilen nedenlerle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.