YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1669
KARAR NO : 2022/11341
KARAR TARİHİ : 06.06.2022
Hırsızlık suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b ve 143. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ESKİŞEHİR 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/11/2007 tarihli ve 2006/159 esas, 2007/659 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2021 tarihli ve 2006/159 esas, 2007/659 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/03/2021 tarihli ve 2021/153 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 11/01/2022 gün ve 94660652-105-26-13094-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/01/2022 gün ve 2022/7622 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 03/02/2020 tarihli ve 2019/8144 esas, 2020/2028 karar sayılı ilamında, “Sanığın 24/02/2015 tarihli duruşmada, psikolojik rahatsızlığının olması nedeniyle askerden elverişsizlik raporu aldığı şeklinde beyanda bulunması ve temyiz dilekçesi ekinde sunulan askeri hastaneden alınan 14/07/2014 tarihli Sağlık Raporunda “sık tekrarlayan uyum bozukluğu tanısıyla askerliğe elverişli değildir” tanısı konulması karşısında, suç tarihi itibariyle TCK’nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, yöntemince sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,…” şeklinde yer alan açıklamalar nazara alındığında,
Silivri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2014 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz ettiği Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tanzim edilen 04/06/2009 tarihli raporda hükümlünün “ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğu 24/10/2007 tarihinden itibaren askerliğe elverişli değildir” şeklinde tanısının bulunduğu ve mahkemesince yapılan yargılama aşamasında da anılan hususun ileri sürülmediğinin anlaşılması karşısında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle, hükümlünün 5237 sayılı Kanun’un 32. maddesi uyarınca 04/01/2006 tarihli fiilinin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması gerektiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükümlü … hakkında, ESKİŞEHİR 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/11/2007 tarihli ve 2006/159 Esas – 2007/659 Karar sayılı ilamıyla hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz edilmeden kesinleştiği, suç tarihinin 04/01/2006 olduğu ve hükümlünün hiçbir aşamada cezai ehliyetini etkileyecek derecede bir akıl hastalığı olduğunu ileri sürmediği, ayrıca hükümlünün adli sicil kaydında da incelemeye konu dosyadaki suç tarihine yakın tarihlerde işlediği suçlar sebebiyle mahkumiyet kararlarının bulunduğu ve bu kararlarda 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesinin tatbikine rastlanmadığı gibi kanun yararına bozma talebine konu Eskişehir Askeri Hastanesince tanzim edilen 13/03/2009 tarihli raporda ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğu nedeniyle askerliğe elverişli olmadığı belirtilmişse de; bunun yanında hükümlünün yapılan ruhsal muayenesinde, bilincinin açık, yöneliminin tam, düşünce akışının normal olduğunun, duygulanımının anksiyöz ve toplumla kolay uyum sağlayamayan bir yapısı olmakla birlikte belleğinin normal ve yargılamasının tabii olduğunun belirtildiği, buna göre anılan raporda hükümlüde akıl hastalığı olduğuna ilişkin bir teşhisin bulunmadığı anlaşılmakla; verilen kararda bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen, 10/03/2021 tarihli ve 2021/153 D. İş sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 06/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.