Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/1599 E. 2022/10309 K. 25.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1599
KARAR NO : 2022/10309
KARAR TARİHİ : 25.05.2022

Hırsızlık suçundan sanık …’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2015 tarihli ve 2013/598 esas, 2015/1416 sayılı kararının 06/01/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 13/10/2017 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2020/476 esas, 2020/603 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/12/2021 gün ve 25002-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/01/2022 gün ve 2021/157033 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5237 sayılı Kanun’un 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Uzlaşma” başlıklı 254. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması suretiyle kovuşturma dosyasının, uzlaştırma işlemlerinin 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık …’ün yokluğunda verilen 08/12/2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan tebligat işleminin usule aykırı olmasından dolayı, hükmün usulüne uygun kesinleşmediği ve denetim süresinin de işlemeye başlamadığı, denetim süresinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de; bu kararın da yok hükmünde olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozmaya konu yapılamayacak olması nedeniyle (ŞANLIURFA) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.07.2020 tarihli ve 2020/476 esas ve 2020/603 karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.