Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/1589 E. 2022/10302 K. 25.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1589
KARAR NO : 2022/10302
KARAR TARİHİ : 25.05.2022

Hırsızlık suçundan sanık …’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1-son (2 kez), 522 (2 kez), 55/3 ve 59. maddeleri uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/1997 tarihli ve 1996/1447 esas, 1997/54 sayılı kararının temyiz edilmeden kesinleşmesini müteakip, kararın infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda hükümlü lehine getirilen bir düzenleme bulunmadığından bahisle uyarlama talebinin reddine ilişkin Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/10/2007 tarihli ve 1996/1447 esas, 1997/54 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/12/2021 gün ve 4481-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/01/2022 gün ve 2021/56791 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- Hükümlü …’ın, olay tarihinde diğer sanıklar ile birlikte müştekiye ait işyerinin kapı kilidini kırarak açıp içeri girerek hırsızlık yaptığının anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeksizin, uyarlama yapılırken olayda uygulama yeri bulunmayan aynı Kanunun 142/2-d maddesi ile karşılaştırma yapılmasında, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tüm dosya kapsamına göre; olay günü hükümlü …’ın ikiden fazla kişi olarak suç tarihlerinde gece vakti sağlam ve muhkem olan müşteki …’ın ait iş yerinin kapı kilidini zorlayarak, müşteki …’nin iş yerinin kapı camını kırarak, içeriye girip, suça konu eşyaları çaldığı ve müştekilerin şikayetçi olduklarının anlaşılması karşısında; 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, hükümlünün eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 493/1-son, 522, 55/3 (sadece müşteki …’a yönelik eylem için) ve 59. maddeleriyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143, 116/4, 119/1-c, 151, 31/3 (sadece müşteki …’a yönelik eylem için) ve 62. maddeleri kapsamında olup, (mala zarar verme suçları için uzlaşma hükümleri de dikkate alınarak) sonucuna göre lehe yasanın saptanması gerektiği dikkate alınmadan 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddelerine aykırı davranılması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (BAKIRKÖY) 6. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 05.10.2007 tarihli ve 1996/1447 E., 1997/54 K. sayılı kararın BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.