Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/15818 E. 2023/1582 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15818
KARAR NO : 2023/1582
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlâli
KARARLAR : Mahkûmiyet

Tortum Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.06.2012 tarihli ve 2012/117 Esas, 2012/248 Soruşturma, 2012/49 İddianame numaralı iddianamesiyle hükümlü hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 53. maddeleri uyarınca, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/1-4 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
Tortum Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.03.2013 tarihli ve 2012/47 Esas, 2013/14 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/1-4, 119/1-c, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükümlünün asıl kararı temyiz etmesi ve mahkemece temyizin süreden reddine ilişkin verilen ek kararın da hükümlü tarafından temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 24.02.2022 tarihli ve 2022/970 Esas, 2022/3050 Karar sayılı kararıyla ek kararın onanmasına karar verilerek söz konusu kararın 24.02.2022 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kesinleştirme şerhi düzenlendiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/1. maddesi uyarınca, 14.10.2022 tarihli ve 2022/15390 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 30.11.2022 tarihli ve KYB-2022/133083 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.11.2022 tarihli ve KYB-2022/133083 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, somut olayda, 22/05/2012 tarihinde müşteki …’un konutuna girilerek içeride bulunan 2 adet bakır kazan ve 2 adet bakır leğenin çalınması şeklindeki eylemleri sanık … ile iştirak halinde gerçekleştiren diğer sanıklar …, … ve …’ın, hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçları sebebiyle haklarında verilen mahkumiyet hükümleri yönünden temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, atılı suçlar yönünden Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 24/06/2015 tarihli ve 2014/12318 esas, 2015/13148 karar sayılı ilâmı ile anılan kararın bozulmasını müteakip, Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçlarının sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Tortum Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2016 tarihli ve 2015/96 esas, 2016/65 sayılı kararı ile sanıkların beraatine karar verildiği nazara alındığında, sanık …’un beraat eden diğer sanıklar ile aynı hukuki durumda bulunduğu ve aynı delillere dayanılarak mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, adı geçen sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle, hakkında beraat karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Dosya kapsamına göre, somut olayda, 22.05.2012 tarihinde şikâyetçi …’un evine girilerek içeride bulunan 2 adet bakır kazan ve 2 adet bakır leğenin çalınması şeklindeki eylemleri hükümlü … ile iştirak halinde gerçekleştiren diğer sanıklar …, … ve …’ın hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçları sebebiyle haklarında verilen mahkûmiyet hükümleri yönünden temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, atılı suçlar yönünden Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 24.06.2015 tarihli ve 2014/12318 Esas, 2015/13148 Karar sayılı ilâmı ile anılan kararın bozulmasını müteakip, Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarının sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Tortum Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2016 tarihli ve 2015/96 Esas, 2016/65 Karar sayılı kararı ile sanıkların beraatine karar verildiği nazara alındığında, hükümlü …’un beraat eden diğer sanıklar ile aynı hukuki durumda bulunduğu ve aynı delillere dayanılarak mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, adı geçen hükümlünün üzerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle, hakkında beraat karar verilmesi gerektiği talep edildiği anlaşılmış ise de; kesinleşen hükümden sonra ortaya çıkan bu durumun ancak 5271 sayılı Kanun’un 311/1-e maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi olabileceği, kanun yararına bozma gerekçesi yapılamayacağından ve delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden söz edilerek kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı da bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE, dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2023 tarihinde karar verildi.