YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15283
KARAR NO : 2023/291
KARAR TARİHİ : 07.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
… Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.11.2015 tarihli ve 2015/795 Esas, 2015/871 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142 nci maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi, 143 üncü maddesinin birinci fıkrası, 145 inci maddesinin birinci fıkrası, 168 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. GEREKÇE
1. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, 17.11.2015 tarihli karar duruşmasında sanığın yokluğunda yargılama yapılarak mahkumiyet hükmü kurulduğu saptanmıştır.
2. Sanık hakkındaki hükümlülük bilgilerinin UYAP ortamında incelenmesi neticesinde sanığın, 22.10.2015 – 20.07.2016 tarihleri arasında … 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevinde başka suçtan hükümlü olduğu, sanığın hazır bulunmadığı 17.11.2015 tarihli duruşmada yargılamanın bitirilmesiyle hüküm kurulduğu belirlenmiştir.
3. Sanık hazır olmaksızın duruşma yapılamayacağı kuralını düzenleyen 5271 sayılı Kanun’un “Sanığın duruşmada hazır bulunmaması” başlıklı 193 üncü maddesinin birinci fıkrası;
“Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.” Hükmünü amirdir.
Bu kuralın istisnaları da aynı maddenin ikinci fıkrasında;
“Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.”,
194 üncü maddenin ikinci fıkrasında;
“Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir.”,
195 inci maddenin birinci fıkrasında;
“Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.”,
200 üncü maddenin birinci fıkrasında;
“Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verebilir.”,
204 üncü maddenin birinci fıkrasında;
“Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre savunması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ve bitirir. Ancak, sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir müdafi görevlendirilmesini ister. Oturuma yeniden alınmasına karar verilen sanığa, yokluğunda yapılan işlemler açıklanır.”
Şeklinde gösterilmiştir.
4. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 31.01.2017 tarihli ve 2017/449 Esas, 2017/32 Karar sayılı kararı ile 03.04.2018 tarihli ve 2018/851 Esas, 2018/144 Karar sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
5. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; hüküm duruşmasında … 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak görünen sanığın savunma hakkının kısıtlandığı, mevcut delil durumu itibarıyla sanığın hüküm duruşmasında hazır bulunma hakkının ihlâl edilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesine aykırı davranılarak sanığın savunma hakkının kısıtlanması, hukuka aykırı bulunmuştur.
III. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen … Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.11.2015 tarihli ve 2015/795 Esas, 2015/871 Karar sayılı kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, dava dosyasının Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.