YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15137
KARAR NO : 2023/427
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Konut dokunulmazlığını ihlal etme, tehdit
Sanık hakkında tehdit suçundan neticeten hükmolunan 900,00 TL adlî para cezasına ilişkin mahkûmiyet kararının tür ve miktarları itibarıyla 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26. ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi gereğince kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır.
Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 . maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
… Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.02.2016 tarihli ve 2015/449 Esas, 2016/170 Karar sayılı kararı ile sanığın konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının aynı Kanun’un 50/1 maddesi uyarınca 3.600,00 TL adli para cezasına çevrilmesine, tehdit suçundan ise, aynı Kanun’un 106/1-2 ve 43/1. maddeleri uyarınca 900,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; tehditte bulunmadığına, eve zorla girmediğine, yeterli delil olmadığı halde mahkumiyetine karar verildiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dosya kapsamına göre; sanık ile katılan …’in 2006 yılında evlenip 03.09.2014 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile boşandıkları, müşterek çocukların anneye verildiği, katılan …’in çocukları ile birlikte babası olan diğer katılan …’in evinde yaşadığı, sanığın 11.05.2015 günü katılanların birlikte yaşadığı eve gidip kapıyı çaldığı, içeri girmeye çalıştığı, müştekilerin kapıyı kapatmaya çalışmasına rağmen ayağını dayayıp kapıyı kapatmalarını engellediği, olayın ertesi günü ise okul önünde gördüğü katılan …’e “Seni mezara girsen yine bulurum, benden kurtulmak kolay mı ” diyerek tehdit ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarını işlediği, mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Tehdit Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanık hakkında hükmolunan cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin karar tarihi itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanunu’nun 317. maddesi gereği, reddine karar verilmesi gerekmiştir.
B. Sanık Hakkında Konut Dokunulmazlığını İhlal Etme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1.Sanığın katılanların birlikte yaşadığı eve gittiği ve içeri girmeye çalıştığı ancak katılanlar tarafından engellendiği olayda, sanık hakkında katılan …’in ikametine yaklaşmamasına ilişkin tedbir kararının bulunduğu, sanığın kolluk aşamasındaki ifadesinde, katılanın evine gitmediğini beyan ettiği, mahkemede ise, olay günü katılanlara ait ikamete gittiğini kabul ettiği, katılan ile çocukları nedeniyle tartıştıklarını, ancak eve zorla girmediğini beyan ettiği anlaşılmıştır. 5237 sayılı Kanun’un 116. maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığını ihlal etme suçunun, 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak uzlaşma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle, hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Kabule göre de;
24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5/1-d maddede yer alan “Hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararıyla “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251/1 maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38. maddesiyle 5237 sayılı Kanun’un 7. ve 5271 sayılı Kanun’un 251. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, nedeniyle anılan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
A. Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle; sanık hakkında tehdit suçundan hükmolunan cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2, maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin karar tarihi itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrası ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanunu’nun 317. maddesi gereği REDDİNE,
B. Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle … Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.02.2016 tarihli ve 2015/449 Esas, 2016/170 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden sanık hakkındaki konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.