Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/14630 E. 2023/263 K. 06.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14630
KARAR NO : 2023/263
KARAR TARİHİ : 06.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme

… Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.07.2019 tarihli ve 2019/217 Esas, 2019/589 Karar sayılı kararı ile hükümlü … hakkında mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 151 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmolunan 1.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, anılan hükmün istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 21.03.2022 tarihli ve 2019/2905 Esas, 2022/891 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu istinaf kararınının itiraz edilmeksizin 06.05.2022 tarihinde kesinleştiği belirlenmiş ve bu suretle kanun yararına bozma istemine konu hükmün usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 28.09.2022 tarihli ve 2022/17810 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.11.2022 tarihli ve KYB 2022/126993 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.11.2022 tarihli ve KYB-2022/126993 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre; kayden 01/01/1997 doğumlu olan ve suçun işlendiği 12/03/2011 tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda, suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin karar verilmiş ise de, suça sürüklenen çocuğa yüklenen suç için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri uyarınca olağanüstü dava zamanaşımının 6 yıl, olağan zamanaşımı süresinin 4 yıl olacağı nazara alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 28/02/2012 tarihi ile yeniden suç işlendiği 30/05/2012 tarihleri arasında 3 ay 2 gün durmasını müteakip, kaldığı yerden yeniden işlemeye başladığı, suçun işlendiği 12/03/2012 tarihinde işlemeye başlayan 6 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin 16/07/2019 olan hükmün açıklanması tarihine kadar dolduğu gözetilmeden, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hâlinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve maddenin 11 inci fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı nazara alındığında, dosya kapsamına göre hükümlü bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 28.02.2012 tarihi itibariyle duran zamanaşımının kesinleşen sonraki mahkûmiyete konu suçun işlendiği 30.05.2012 günü yeniden işlemeye başladığı ve buna göre zamanaşımının durduğu sürenin 3 ay 2 gün olduğu belirlenmiştir.
2. Suç tarihinde 12 -15 yaş grubunda olduğu anlaşılan hükümlünün yargılama konusu eylemi için 5237 sayılı Kanun’un 151 inci maddesinin birinci fıkrası ve 31 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 66 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 6 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
3. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca denetim süresi içinde dava zamanaşımı duracağı için hesaplanan 3 ay 2 günlük zamanaşımı durma süresi de dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; suç tarihi olan 12.03.2011 tarihinden, karar tarihi olan 16.07.2019 tarihine kadar, 6 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
4. Gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulması Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2…. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.07.2019 tarihli ve 2019/217 Esas, 2019/589 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeni hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkında mala zarar verme suçundan açılan kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.02.2023 tarihinde karar verildi.