Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/1453 E. 2022/11073 K. 01.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1453
KARAR NO : 2022/11073
KARAR TARİHİ : 01.06.2022

Tehdit ve mala zarar verme suçlarından sanık …’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2,151/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası ve 2.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, tehdit suçu yönünden kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli ve 2019/382 esas, 2020/282 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/12/2021 gün ve 22547/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2022 gün ve 2021/155966 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede;
1- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/12/2017 tarihli ve 2017/19084 esas, 2017/28185 karar sayılı ilâmında; “…uzlaştırmaya tabi olan bir suçla uzlaştırmaya tabi olmayan bir suçun yargılaması devam ederken, hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından ihsası reyde bulunduğundan bahsedilemeyecektir.Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine hükmolunup, mercii kararından ve kanun yararına bozma talebinden önce kesinleşmesi nedeniyle bu suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, sair tehdit suçu yönünden de uzlaştırmaya engel olan CMK’nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmayacak ve bu suç yönünden CMK’nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekecektir…” şeklinde yer alan açıklamalar kapsamında, hüküm kurulurken uzlaştırma hükümlerine tabi olmayan suçtan beraat kararı verilmesi halinde, uzlaştırma kapsamında bulunan suç yönünden dosyanın soruşturma bürosuna gönderilebileceği, bu durumun ise ihsası rey olarak nitelendirilmeyeceği;
Somut olayda, sanık hakkında tehdit, eşe karşı kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın eşe karşı kasten yaralama suçundan beraatine, tehdit ve mala zarar verme suçlarından ise mahkûmiyetine hükmedildiği anlaşılmış ise de, sanık hakkında eşe karşı kasten yaralama suçundan beraat kararı verilmesi sebebiyle, tehdit ve mala zarar verme suçları yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘uzlaşma’ başlıklı 253/3. maddesinde yer alan “…. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmadığı, bu hâli ile de tehdit ve mala zarar verme suçları yönünden 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre aynı Kanun’un 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işlemlerinin yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunu da kapsayan “Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep” başlıklı 167/1. maddesinde yer alan “(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, dosya kapsamına göre, katılan …’ın suç tarihi olan 26/09/2019 tarihinde sanık …’nın resmi nikahlı eşi olduğu ve bu nedenle sanığın mala zarar verme suçundan mahkumiyetine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanığın suç tarihi itibarıyla resmi nikahlı eşi olan katılanın cep telefonuna zarar vermesi nedeniyle hakkında mala zarar suçu yönünden mahkumiyet kararı verilmiş ise de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunu da kapsayan “Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep” başlıklı 167/1. maddesinde yer alan “(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi olan 26/09/2019 tarihinde sanığın katılanın ayrılık kararı verilmiş olmayan eşi olduğu ve cezalandırılamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle (2) numaralı kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, sanık … hakkında mala zarar verme suçu ile ilgili olarak (EŞME) Asliye Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 10.09.2020 tarihli ve 2019/382 esas, 2020/282 karar sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle, mala zarar verme suçundan sanık hakkında CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, tayin olunan cezanın çektirilmemesine,
2-Somut olayda, sanık hakkında tehdit, eşe karşı kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın eşe karşı kasten yaralama suçundan beraatine, tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve mala zarar verme suçundan ise mahkûmiyetine hükmedildiği anlaşılmış ise de, sanık hakkında eşe karşı kasten yaralama suçundan beraat kararı verilmesi sebebiyle, tehdit suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘uzlaşma’ başlıklı 253/3. maddesinde yer alan “…. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmadığı, bu hâli ile de tehdit suçu (TCK 106/1-2. cümle) yönünden 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre aynı Kanun’un 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işlemlerinin yapılarak sonucuna göre sanık …’nın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle (1) numaralı kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, sanık hakkında tehdit suçundan (EŞME) Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 10.09.2020 tarihli ve 2019/382 esas, 2020/282 karar sayılı kararının belirtilen nedenle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.