Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/14065 E. 2023/1112 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14065
KARAR NO : 2023/1112
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
KARAR : Davanın reddi

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/1. maddesi uyarınca, 05.08.2022 tarihli ve 2022/4677 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.11.2022 tarihli ve KYB-2022/113705 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2022 tarihli ve KYB-2022/113705 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2013 tarihli kararı ile sanıklar haklarında aynı eylem sebebiyle Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1363 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1363 Esas sayılı dosyası kapsamında yer alan Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 18/10/2012 tarihli 2012/32864 soruşturma, 2012/14957 Esas, 2012/5756 sayılı iddianamede katılan Osman Koyutürk’e karşı sanıkların eylemlerine ilişkin cezalandırılmalarına yönelik talebin bulunmaması sebebiyle, adı geçen sanıklar haklarında Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 08/11/2012 tarihli ve 2012/5097 soruşturma, 2012/2235 Esas, 2012/894 sayılı iddianamesi ile açılan dava haricinde başka bir kamu davasının bulunmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde öngörülen davanın reddi koşullarının gerçekleşmediği nazara alınmadan, Mahkemesince yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen hüküm ve kararlar aleyhine gidilebilir.
2. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (Bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak,7201 sayılı Kanun’un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde,7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata,7201 sayılı Kanun’un 23/1-8 maddesi ile 7201 sayılı Kanun’un Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, katılan Osman Koyutürk’ün yokluğunda verilen hükmün katılanın MERNİS adresine 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesi gereğince “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan tebligatın usûlsüz olduğu anlaşılmıştır.
3. Sanık …’in yokluğunda verilen Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2013 tarihli kararının tebliğ tarihinde Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılan sanığa 5271 sayılı Kanun’un 35/son maddesi uyarınca kendisine okunup anlatılmadan yapılan tebligatın da usulsüz olduğu anlaşılmıştır.
4. Henüz kesinleşmediği belirlenen inceleme konusu hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 vd. maddeleri uyarınca temyiz yoluna tabi olduğu, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.03.2023 tarihinde karar verildi.