Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/12523 E. 2023/3210 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12523
KARAR NO : 2023/3210
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/570 E. 2021/406 K.
SUÇ :Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM :Düşme suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Katılan vekilinin 21.02.2020 tarihli dilekçesi ile, sanığın kaçak borcu ödemesi nedeniyle şikayetten vazgeçtiklerine dair dilekçe verdiği, ancak vekaletnamesinde şikayetten vazgeçme yetkisinin bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, aynı Kanun’un 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. Cumhuriyet Başsavcılığının 01.08.2019 tarihli ve 2019/13602 Esas No.lu iddianamesi ile sanık hakkında ikametinde, sayaç dışı harici hat ile usulsüz enerji kullandığının tespit edilmiş olduğuna dair kurum görevlilerince tutulan 21.07.2017 tarihli tutanak uyarınca, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından katılan kurum zararının hesaplandığı, sanığa bu zararı 15 gün içerisinde giderdiği takdirde hakkında kamu davası açılmayacağı hususunun 15.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ancak sanığın ödeme yaptığına dair makbuzu dosyaya sunmadığı, bu şekilde suç işlediğinden bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.(Bu iddianamenin başlık kısmında suç tarihi sehven 13.07.2017 gösterilmiştir)
2. Sanık hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının birleştirme talepli 28.08.2019 tarihli ve 13903 Esas sayılı iddianamesi ile, sanık hakkında 29.03.2018 tarihinde yapılan kontrolde sayaç dışından kablo çektiğinin tespit edildiği şirketin gerçek zararının bilirkişi marifetiyle hesaplattırıldığı, bilirkişi raporunda vergili cezasız kaçak kullanım miktarının 206,85 TL olarak tespit edildiği, şüphelinin alınan ifadesinde müşteki şirketin zararı olan 206,85 TL’yi ilgili şirkete ödemesi halinde hakkında kamu davası açılmayacağı hususunun tarafına tebliğ edildiği, ancak maddi durumu sebebiyle bu tutarı ödeyemediğini beyan ettiği, 13.07.2017 (21.07.2017 olmalı) tarihinde işlemiş olduğu karşılıksız yararlanma suçuyla ilgili olarak Mahkemenin 2019/485 Esas sayılı dosyasında açılan dava ile birleştirilmek üzere, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 43/1, 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
3. … 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26.12.2019 tarihli ve 2019/485 Esas, 2019/797 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 43/1, 62/1, 51/1-3-6, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezasına, hak yoksunluklarının uygulanmasına, ertelenmesine 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
4. … Bölge Adliyesi 11. Ceza Dairesi’nin 15.02.2021 tarihli ve 2020/570 Esas 2021/406 sayılı kararı ile mahkumiyet hükmü kaldırılarak sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 168/5, 5271 sayılı Kanun’un 223/8 maddesi gereğince “Düşme Suretiyle Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine” karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz istemi, sanığın atılı suçu işlediğinin kaçak elektrik tutanağı ve bilirkişi raporundan anlaşıldığı, ayrıca sanığın da suçu işlediğini soruşturma aşamasında kabul ettiği, sanığın ceza miktarını kovuşturma evresinde ödediği, ancak, soruşturma evresinde savcılığın bildirdiği makul sürede borcu ödememesi nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verdiği, kovuşturma evresinde borcun ödenmesinin cezasızlık sebebi olarak değil indirim sebebi olarak düzenlendiği, tecziye kararı ve bununla birlikte borç ödendiği için cezadan indirim yapılması gerekirken, düşme kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında ikametinde 21.01.2017 tarihinde sayaç dışından ayrı bir harici faz çekilmek suretiyle kaçak elektrik kullandığı, 29.03.2018 tarihinde ise sayaç dışında kablo çekmek suretiyle kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, 09.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda kaçak elektrik kullanıldığı kabul edilerek katılan kurumun suçtan kaynaklanan zararının cezasız ve vergili miktarını 305,2 TL olduğunun tespit edildiği, soruşturma aşamasında bilirkişi raporunda katılan kurumun suçtan kaynaklı zararının cezasız ve vergili halinin ödenmesi halinde kamu davasının açılamayacağına dair sanığa ihtarat yapıldığı, ancak sanığın bu miktarı ödemediği Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Kararın sanık tarafından istinaf edilmesi üzerine, soruşturma sırasında alınan bilirkişi raporunda suça konu konuttaki kurulu gücü tespit etmeden veya bu aboneye ait suç tarihi öncesi ve sonrasına ait tüketim föyleri de incelenmeden varsayıma dayalı tespitte bulunulması nedeniyle söz konusu raporun hükme esas alınamayacağı, ancak bununla birlikte sanığın kovuşturma aşamasında tüm zararı ödediği nazara alındığında gelinen aşama itibariyle yeni bir bilirkişi görüşü alınmasının da gerekli olmadığı anlaşılmakla mahkûmiyet kararının kaldırılarak kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetine karar verilmiş olması, hukuka aykırı görülerek, ilk derece mahkemesi hükmü tamamen kaldırılarak, sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; katılan kurumun zararının giderilmesi ve kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 168/5 ve 5271 sayılı Kanun’un 223/8 maddeleri gereğince açılan kamu davasının düşmesine karar vermek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
05/07/2012 tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından, 6352 sayılı Kanun’un 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesine eklenen 5. fıkra uyarınca, zararın soruşturma tamamlanmadan önce tazmin edilmesi halinde kamu davası açılamayacağı, başka bir anlatımla zararın giderilmemesinin dava şartı olduğu dikkate alındığında, soruşturma aşamasında şüpheliye, belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirimde bulunulup, makul bir süre tanınması ve soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde ise dava açılması gerekmektedir. Ancak anılan şekilde soruşturma aşamasında kurum zararı bilirkişiye tespit ettirilmeden ve tespit ettirilse dahi usulünce bildirimde bulunulmadan sanık hakkında dava açılması halinde sanık kovuşturma aşamasında zararı tamamen giderirse, zarar soruşturma aşamasında giderilmiş gibi, 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, ayrıca sanığın 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesinin 5. fıkrası hükmünden kaç kez yararlandığının denetimi açısından verilecek kararın 6352 sayılı Kanun’un 103. maddesi ile 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 6. maddesine eklenen 2. fıkra uyarınca adli sicilde bunlara mahsus sisteme kaydının sağlanması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda; soruşturma aşamasında bilirkişi raporu alınarak, sanığa usulüne uygun ödeme ihtarı yapılmış olduğu, ancak sanığın soruşturma aşamasında kendisine tanınan sürede zararı tazmin etmediği ve hakkında kamu davasının açıldığı, sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan idarenin zararının giderilmiş olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında verilecek cezada 5237 sayılı Kanun’un 168/5. maddesine göre etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde davanın düşmesine karar verilmek suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 15.02.2021 tarihli ve 2020/570 Esas, 2021/406 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği Tebliğname’ye uygun olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi uyarınca bozma nedeni de dikkate alınarak yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmesine, 31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.