Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/11734 E. 2022/20968 K. 13.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11734
KARAR NO : 2022/20968
KARAR TARİHİ : 13.12.2022

Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından suça sürüklenen çocuk …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 116/1, 151/1 ve 62/. 1 (Üç kez) maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis, 5 ay hapis ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 53. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının uygulanmasına dair İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2009 tarihli ve 2008/381 esas, 2009/243 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/08/2022 gün ve 12671/2022 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2022 gün ve 2022/112305 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-Kayden 28/07/1987 doğumlu olup, suçun işlendiği 05/07/2004 tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezalardan, 5237 sayılı Kanun’un 31/3. maddesi gereğince indirim yapılmamış bulunulmasında,
2-Suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
3- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesinde “(1) Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hakimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulur. (2) Derhal tedbir alınmasını gerektiren durumlarda sosyal inceleme daha sonra da yaptırılabilir. (3) Mahkeme veya çocuk hakimi tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması halinde, gerekçesi kararda gösterilir.” hükmü yer almasına rağmen, suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Kanun’un 35/1. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi de kararda gösterilmeden hüküm kurulmasında,
4- Suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26/1. maddesi uyarınca, Çocuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3 ve 5. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosyanın Çocuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
5- 5237 sayılı Kanun’un 53/4. maddesinde yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Karar duruşmasında…M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılan sanık …’a tebliğ edilen hükmün yasa yolu bildiriminde CMK’nın 263’ncü maddesine göre “Bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmemesi” ve sanığın yokluğunda verilen İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2009 tarihli kararının Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği ancak UYAP’tan yapılan incelemede sanığın tebligatın yapıldığı 06/07/2009 tarihinde …Cezaevi’nde olduğu, ayrıca sanığa ilanen tebligat da yapıldığı ancak UYAP’tan yapılan incelemede sanığın tebligatın yapıldığı 11/11/2009 tarihinde Toprakkale Açık Cezaevi’nde olduğunun anlaşılması karşısında; tebligatların usulsüz olduğu ve hükmün usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2009 tarihli kararının sanığa usule uygun olarak (Sanığın cezaevinde olması halinde, cezaevindeki sanığa CMK’nın 263 maddesine göre tebliği, aksi halde son ifadesinde bildirdiği son bilinen adresine kararın tebliği, bu adrese de tebliğ yapılamaması halinde güncel mernis adresine tebliğ yapılmak suretiyle) tebliğ edilip, kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, (İSTANBUL) 14. Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 07/04/2009 tarihli ve 2008/381 E., 2009/243 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 13/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.