Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2022/10364 E. 2023/4287 K. 11.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/10364
KARAR NO : 2023/4287
KARAR TARİHİ : 11.09.2023


MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/93 E., 2021/260 K.


SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Onama, düşme

Suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi uyarınca temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi uyarınca temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.05.2015 tarihli ve 2015/1350 numaralı iddianamesiyle suça sürüklenen çocuk hakkında şikâyetçinin işyerinin penceresinin sinekliğini yırtıp içeriden para çalması şeklindeki eylemi nedeniyle hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143, 116/4, 151/1, 31/3. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Çanakkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.01.2016 tarihli ve 2015/245 Esas, 2016/19 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından beraat kararı verilmiştir.
3. Çanakkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.01.2016 tarihli ve 2015/245 Esas, 2016/19 Karar sayılı kararının o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin, 08.03.2021 tarihli ve 2020/19147 Esas, 2021/4637 Karar sayılı ilâmında, 14.04.2015 tarihli Görüntü İnceleme ve Teşhis Tutanağına göre kamera kaydından yapılan incelemede görüntülerdeki kişinin suça sürüklenen çocuk olduğunun kesin ve net olarak teşhis edildiğinin belirtilmesi, soruşturma aşamasında müdafi eşliğinde Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan beyanında suça sürüklenen çocuğun hırsızlık olayını ayrıntılı olarak olayın oluş şekline uygun anlatıp suçu kabul etmesi karşısında; atılı suçlardan mahkûmiyet kararı verilmemesinden dolayı kararın bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma kararı sonrası Çanakkale Çocuk Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/93 Esas, 2021/260 Karar sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 143/1, 31/3, 168/2, 116/2-4, 31/3, 501-a, 52/2, 151/1, 31/3, 168/2, 52/2. maddeleri uyarınca sırasıyla 2 yıl 6 ay hapis, 4.800,00 TL adlî para cezası ve 800,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarından kurulan hükümleri temyiz ettiği belirlenmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz sebebi, görüntü ve teşhis işleminin hukuka aykırı olduğuna, gözaltında olduğu sürece müdafi yardımından faydalanmadığına, 5237 sayılı Kanun’un 145. ve 147. maddelerinin uygulanmadığına, aynı Kanun’un 168/1. maddesi yerine 168/2. maddesi uygulanmasına, erteleme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması yoluna gidilmediğine ilişkindir.
III. OLAY ve OLGULAR
1.Suça sürüklenen çocuğun, gece vakti şikâyetçinin işyerinin penceresinde bulunan teli yırtarak içeriden 431,00 TL civarında para aldığı, 14.04.2015 tarihli görüntü inceleme ve teşhis tutanağına göre görüntülerdeki şahsın … isimli şahıs olduğunun kesin ve net olarak teşhis edildiği, böylelikle suça sürüklenen çocuğun atılı suçu işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2.14.04.2015 tarihli görüntü inceleme ve teşhis tutanağı ve yakalama raporu dava dosyasında mevcuttur.
3.Suça sürüklenen çocuk üzerine atılı suçlamayı kısmî olarak ikrar etmiş, şikâyetçinin aşamalarda beyanlarının alındığı tespit edilmiştir.

4.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulduğu ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında İş Yeri Dokunulmazlığının İhlâli Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Suç tarihi itibarıyla suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 116/2-4. maddesinde düzenlenen iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçu için öngörülen üst sınıra göre, aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2. maddeleri uyarınca hesaplanan 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımının, süreyi kesen son işlem olan, suça sürüklenen çocuğun savunmasının alındığı 18.11.2015 tarihinden karar tarihine kadar geçmiş bulunduğunun gözetilmemesi hukuka aykırı görülmüştür.
B. Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında Hırsızlık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1.Dosya kapsamına göre, kamera görüntüleri suça sürüklenen çocuğun ikrarı ve gerekçeli kararda gösterilip tartışılan delillere göre eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından mahkemece atılı suçların sübûta erdiğinin kabulünde ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiş, suça sürüklenen çocuk hakkında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmek suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 145/1, 147/1. 51. maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin uygulanmamasında, hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Suça sürüklenen çocuğun, 18.11.2015 tarihli duruşmada “…zarar ödenmiştir, annem tarafından ödenmiştir, annemle görüşüp ödenip ödenmediği konusunda mahkemeye bilgi vermesini söyleyeceğim…” ve şikâyetçinin 23.09.2021 tarihli duruşmada “.. suçtan doğan tüm zararım karşılandı, ancak şuan hangi tarihte karşılandığını hatırlamıyorum…” yönündeki beyanları dikkate alındığında; dosya kapsamından zararının hangi aşamada giderildiğinin tam olarak anlaşılamaması karşısında; zararın ne zaman giderildiği net olarak belirlendikten sonra, etkin pişmanlık hükmünün uygulanması, belirlenemiyorsa soruşturma aşamasında zararın karşılandığının kabulü gerekirken, zararın kovuşturma aşamasında giderildiğinin kabulü ile suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı Kanun’un 168/2. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında İş Yeri Dokunulmazlığının İhlâli Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Çanakkale Çocuk Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/93 Esas, 2021/260 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322/1-1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

B. Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında Hırsızlık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Çanakkale Çocuk Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli ve 2021/93 Esas, 2021/260 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.