Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/9892 E. 2023/4268 K. 11.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9892
KARAR NO : 2023/4268
KARAR TARİHİ : 11.09.2023


MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/777 E., 2016/411 K.

SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 23.11.2015 tarihli ve 2015/17898 Esas numaralı iddianame ile; “sanığın suç tarihinde … Market’e girerek… marka saç düzleştirici aletini alarak montunun altına sakladığı, daha sonra 32 adet çatal ve kaşığı da alarak elinde bulunan poşete koyarak müşteri giriş kapısından ödeme yapmadan çıktığı sırada şikâyetçi tarafından yakalandığı” iddiasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h ve 53/1. maddeleri gereğince karşılıksız yararlanma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Konya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.06.2016 tarihli ve 2015/777 Esas, 2016/411 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 143/1, 35. 62., 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarının ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, “sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesi gereğince cezasından indirim yapılması gerektiğine, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine” ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın suç tarihinde gece vakti sayılan saat 21.00 sıralarında … markete geldiği, market içerisinde dolaşırken şüpheli hareketlerde bulunduğu, market yetkilisinin sanığı takibe aldığı, sanığın 32 adet kaşık ve çatal ile… marka saç düzleştiricisini montunun içerisine koyduğunun görüldüğü ve market çıkışında kasada ödeme yapmadan tam dışarı çıktığı sırada sanığın yakalandığının tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2. Sanık aşamalarda üzerine atılı suçlamayı ikrar etmiş, şikâyetçinin soruşturma aşamasında ve katılan vekilinin kovuşturma aşamasında beyanları tespit edilmiştir. 15.11.2015 tarihli CD İzleme Tutanağı, 14.11.2015 tarihli Görgü Tespit Tutanağı ve 25.04.2016 tarihli Bilirkişi Raporu dava dosyasında mevcuttur.

IV. GEREKÇE
Teşebbüs aşamasında kalan suçlarda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı anlaşılmakla hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış; sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62/1. maddesi gereği 1/6 oranında takdirî indirim sebebi uygulandığı, netice olarak belirlenen ceza miktarının 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası olduğu, sanık hakkında aynı Kanun’un 50. maddesinde düzenlenen kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine sonuç ceza miktarı itibarıyla olanak bulunmadığı; yine 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve 5237 sayılı Kanun’un 51. maddesi kapsamında erteleme müesseseleri yönünden; “sanığın sabıkalı geçmişi, kasıtlı suçtan dolayı mahkumiyetinin bulunması ve yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından… ve sanık hakkında daha önce 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve deneme süresi içerisinde kasıtlı yeni suç işlediğinden aynı Kanun’un 231/8. fıkranın 2. cümlesi gereğince ve yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından…” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeler ile lehe hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış; sanık hakkında tekerrüre esas alınan Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/336 Esas, 2013/977 Karar sayılı ilâmındaki mahkûmiyetin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 18.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi ile aynı Kanun’la 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası gereğince uyarlanması sonucu “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ve koşulları gerçekleştiğinde 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 10. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suçun vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;
Şikâyetçinin soruşturma aşamasındaki beyanında, sanığın çalmaya teşebbüs ettiği eşyaların değerinin 103,18 TL olduğunu beyan etmesi karşısında, hırsızlık konusunu oluşturan malların değerinin az olması nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Konya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.06.2016 tarihli ve 2015/777 Esas, 2016/411 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.