Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/9739 E. 2023/5343 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9739
KARAR NO : 2023/5343
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/128 E., 2016/338 K.

HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Nizip 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.05.2016 tarihli ve 2016/128 Esas, 2016/338 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile … kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adresi olarak kabul edilip merci tarafından tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; sanığın yokluğunda verilen 12.06.2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın, sanığın doğrudan MERNİS adresine askerde olduğu tespit edilerek mahalle muhtarına tebliğ edildiği, ancak bu tebliğin usûlsüz olduğu, buna dayanarak yapılan hükmün kesinleştirilmesinin de usulüne uygun olmadığı tespit edilerek yapılan incelemede,
I-Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak Suçundan Kurulan Tedavi veya Denetimli Serbestlik Tedbirine İlişkin Karar Yönünden Yapılan İncelemede
Yukarıda açıklandığı üzere tebligat işleminin usûlsüz olduğu, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak Mahkemenin daha sonra yapmış olduğu işlemlerin hukukî geçerliliğinin bulunmadığı ve yok hükmünde olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz dilekçesinin 12.06.2014 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin karara yönelik itiraz dilekçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz yoluna tabi olduğu, temyizi mümkün olmadığı ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 264/1. maddesinde yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmakla, dava dosyasının, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,
II. Hırsızlık Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Yapılan İncelemede
Yukarıda açıklandığı üzere tebligat işleminin usûlsüz olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin de işlemeye başlamadığı gözetilmeden, 12.06.2014 tarihli hükmün açıklanmasına dair yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenle başkaca yönleri incelenmeyen Nizip 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.05.2016 tarihli ve 2016/128 Esas, 2016/338 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usûlü Kanunu’nun 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.