Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/9044 E. 2023/1471 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9044
KARAR NO : 2023/1471
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A.Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2016 tarih ve 2016/3165 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan 5327 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3, 53. maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
B. Gaziantep 17. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/126 Esas, 2016/371 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 62, 51. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; kararı temyiz ettiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde, sanığın ikamet etmekte olduğu adresinde 13.11.2013 tarihinde TEDAŞ görevlileri tarafından yapılan kontrolde sanığın abonesiz ve sayaçsız kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun da kaçak tespit tutanağını doğruladığı, sanığın yargılama sürecinde kaçak bedelini tamamen ödemediği, bu şekilde kullanılan elektrik miktarının tespit edilmesini imkânsız kılacak şekilde abonesiz ve sayaçsız elektrik kullanmak suretiyle üzerine atılı karşılıksız yararlanma suçunu işlediği kabul edilmiştir.
2. Sanık, suçlamaları kabul etmemiş, kaçak elektrik kullanmadığını, elektriği bahçesine kurduğu jenaraörden temin ettiğini, çünkü 2011 yılında ekipler gelip elektriğini keserek elektrik sayacını mühürlediklerini, bunun üzerine evine jeneratör sistemi kurduğunu, ayrıca borcu ödediğini beyan etmiştir.
3.18.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna göre; abonesiz ve sayaçsız olarak kaçak elektrik kullanıldığının değerlendirildiği, vergisiz ve cezasız kaçak elektrik tüketim bedelinin 84,72 TL olduğu belirtilmiştir.
4.Katılan kurumun 25.07.2016 havale tarihli yazı cevabında, şahsın borcu ödemediği, borcun icralık olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı Kanun’un 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan aynı Kanun’un 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği, somut olayda dosyada mevcut bilirkişi raporunda katılan kurumun zararının cezasız ve vergili olarak hesaplanmadığı ve sanığa “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” ilişkin bildirimde bulunulmadığının anlaşılması karşısında; suça konu tutanağa ilişkin olarak katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararının bilirkişiye hesaplattırılıp yukarıda izah edilen şekilde sanığa usulüne uygun bildirimde bulunulması, savunmasında bildirdiği şekilde kurum zararını giderip gidermediğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep 17. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/126 Esas, 2016/371 Karar sayılı kararırına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.