Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/8724 E. 2023/881 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8724
KARAR NO : 2023/881
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2016 tarihli ve 2016/4129 Esas, 2016/3368 İddianame numaralı iddianamesi ile sanıkların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37/1, 142/1-e, 143. maddesi gereğince cezalandırılmaları ve 53. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.

2. … Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.05.2016 tarihli ve 2016/224 Esas, 2016/380 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanunu’nun 142/1-e, 143, 168/2, 62. ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu,
2. Sanık … müdafiinin temyiz isteğinin, hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu, sanığın suç işlemediğine,
3. Sanık … müdafiinin temyiz isteminin, sanığın suç işlemediği, cezalandırılması için yeterli şüphenin bulunmadığı, zararın daha önce giderildiği, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51, 5271 sayılı Kanun’un 231/5. maddelerinin uygulanmadığına
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanıkların birlikte hareket ettikleri, uyap kayıtlarının incelenmesinden de görüleceği üzere haklarında hırsızlık suçundan açılan başka soruşturma kayıtlarının ve muhtelif mahkemelerde açılan dava dosyalarının bulunduğu, dolayısıyla sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hırsızlık yapmaya karar verdikleri, yine suç tarihinde de gece buluştukları, sanık …’e ait arabayla birlikte dolaştıkları sırada daha önce UYAP kayıtları ve diğer mahkeme kayıtlarından da görüleceği üzere sokaktaki park halindeki araçlardan akü çaldıklarının anlaşıldığı, bu defa yine akü çalmaya karar verdikleri, şikayetçinin evinin önünde park halindeki … marka kamyonetinden akü çalmayı kararlaştırdıkları ve şikayetçiye ait araçtan 2 adet aküyü söküp aldıkları, geldikleri arabanın bagajına koyup olay mahallinden ayrıldıkları, diğer sanık … isimli kişinin işyerine götürerek söz konusu aküleri satmak istediklerini beyan ettikleri ve 2. el hurda fiyatına aküleri bu şahsa sattıkları, almış oldukları parayı aralarında pay ettikleri, sanıkların gece fikir ve eylem birliği içerisinde şikâyetçinin adet, tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış ve evin önüne parketmiş olduğu arabasından suça konu aküleri çaldıkları, sanıkların dosya içeriğiyle ve şikayetçinin baştan beri anlatımlarına uygun soruşturma beyanları, güvenlik kamera görüntüleri, sanık …’ın aşamalardaki beyanları, görgü tespit tutanağı ve tüm dosya içeriğiyle sabit olduğundan ayrı ayrı mahkûmiyetlerine karar vermek gerektiği, yine sanıkların kovuşturma başladıktan sonra fakat hüküm verilmeden önce etkin pişmanlık göstererek şikayetçinin zararını tazmin ettikleri anlaşıldığından etkin pişmanlık hükümleri gereğince cezalarında indirim yapılmasına, yargılama sürecindeki olumlu tutum ve davranışları lehlerine takdirî indirim sebebi sayılarak takdirî indirim hükümlerinin uygulanmasına, sanık … hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediği anlaşıldığından hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına, sanıklar … ve … bakımından ise, farklı mahkemelerde görülen birden çok hırsızlık suçundan açılan dava kayıtlarının bulunması, yeniden suç işlemeyecekleri yönünde olumlu kanaat oluşmadığından CMK’nın 231. maddesinin hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına, adı geçen tüm sanıklar hakkında hırsızlık suçundan açılan birden çok soruşturma ve muhtelif mahkemelerde görülen hırsızlık suçundan dava kayıtlarının bulunması ve dosyaya yansıyan kişilik özelliklerinden ve mahkemece yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmadığından sanıklara verilen hapis cezasının ertelenmesine ayrı ayrı yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanıkların kolluk aşamasında müdafi huzurunda alınan savunmalarında, üzerlerine atılı hırsızlık suçlarını işlediklerini kabul ederek, beraber gece vakti aküleri çalıp sattıklarını ikrar etmeleri ve şikâyetçinin duruşma aşamasında zararının karşılandığını belirtmesi karşısında, kurulan hükümlerde bu yönden hukuka aykırılık bulunmamıştır. 5271 sayılı Kanun’un 231/5. maddesinde düzelenen Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve 5237 sayılı Kanun’un 51. maddesinde düzenlenen Erteleme hükümleri yönünden mahkemesinin gerekçesinin yerinde, yeterli ve kanunî olduğu anlaşılmakla, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak,

Şikâyetçinin beyanında akülerin arabada kapaklı, kilit takılı kutu içerisinde bulunduğunu, kilit kırılarak kapak açılıp 2 adet akünün çalındığını belirtmesi, dosya içerisinde mevcut 09.02.2016 tarihli görgü tespit tutanağı ile aracın sol tarafındaki akü yerinin boş olduğu, başka zararın bulunmadığının belirlenmesi karşısında, şikâyetçiden tekrar sorularak, söz konusu akülerin kilitli bir yerden alınmış olması halinde sanıkların eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, kilitli olmayan açık yerden alınmış olması halinde ise 5237 sayılı Kanun’un 142/1-e maddesine uyacağı gözetilmeden sanıklar hakkında aynı Kanun’un 142/1-e maddesinden hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Ayrıca sanıklar hakkında şikayetçiye karşı 09.03.2016 tarihli hırsızlık eylemleri için … Asliye Ceza Mahkemesinin 08.04.2016 tarihli ve 2016/221 Esas, 2016/281 Karar sayılı ilâmı ile dava açılıp, yapılan yargılama sonucunda mahkûmiyet kararı verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 10.11.2021 tarihli ve 2021/2812 Esas, 2021/17689 Karar sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmesi karşısında; öncelikle yargılamaya devam olunup, bahsi geçen dosya getirtilip incelenerek, suç ve iddianame tarihleri tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenip, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme tek bir suçu, her iddianameden sonraki eylemlerin ayrı bir suçu oluşturacağı gözetildiğinde, 5237 sayılı Kanun’un 43/1. maddesinin uygulanması koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması hukuk aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.05.2016 tarihli ve 2016/224 Esas, 2016/380 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde aynı Kanun’un 326/son maddesinin gözetilmesine, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.