Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/8625 E. 2023/1058 K. 07.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8625
KARAR NO : 2023/1058
KARAR TARİHİ : 07.03.2023

MAHKEMESİ:Çocuk Mahkemesi

Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1 maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. Cumhuriyet Başsavcılığının 02.12.2015 tarihli ve 2015/38437 Esas, 2015/2153 İddianame numaralı iddianamesi ile suça sürüklenen çocuk hakkında katılana yönelik hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143 ve 31/3. maddeleri, konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan 5237 sayılı Kanun’un 116/4 ve 31/3. maddeleri ve mala zarar verme suçundan 5237 sayılı Kanun’un 151/1 ve 31/3. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davaları açılmıştır.
2…. 2. Çocuk Mahkemesinin, 15.06.2016 tarihli ve 2015/827 Esas, 2016/407 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 143, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, temyiz kapsamı dışında kalan konut dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından ise 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteği; müvekkilinin suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, suça sürüklenen çocuğun mahallede arkadaşları ile sohbet ederken katılanın evine hırsız girdiğini duyup tanık G.D. ile birlikte ikamete girdiklerine, dışarıda bulunan kolileri evin içine attıklarına, suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün hukuka aykırı olduğuna, suçlamayı kabul etmemekle birlikte dosya içeriğine göre suç saatinin kesin olarak belirlenememesine rağmen gece işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması nedeniyle hükmün bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde gece vakti katılana ait ikametin giriş kapısının kilitleri kırılarak içeriye girildiği ve içeriden katılan beyanına göre bir adet bilgisayar, 300,00 TL para, bir adet cep telefonu ve katılana ait . plakalı aracın orjinal anahtarı ve ruhsatının çalındığı, devamında katılanın ikametinin önüne park halinde bıraktığı. plakalı aracın da götürüldüğü, katılanın şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında suça konu .plakalı aracın olaydan bir gün sonra ön ve arka plakaları sökülmüş olarak terk edilmiş halde boş bir arazide bulunarak katılana teslim edildiği, katılanın ikametinde yapılan incelemede yatak odasında bulunan kutu üzerinde tespit edilen parmak izinin suça sürüklenen çocuğun baş parmağına ait olduğunun belirlendiği, suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçu işlediği kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Katılanın, ikametinde hırsızlık olduğunu oğlundan öğrenmesi üzerine yaptığı müracaat üzerine, olay yerinde yapılan inceleme neticesinde, yatak odasında bulunan kutu üzerinde tespit edilen parmak izi ile suça sürüklenen çocuğa ulaşıldığının, suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki çelişki arz eden savunmalarında, farklı gerekçelerle katılanın ikametine girdiğini kabul ettiğinin, ancak ileri sürdüğü gerekçelerin hayatın olağan akışına uygun düşmediği ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşıldığından itibar edilemeyeceği, atılı suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin kabulü ile hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında; ayrıca suça sürüklenen çocuğun savcılık sorgusunda katılanın ikametine saat 21.30 sıralarında girdiğini, mahkeme huzurundaki savunmasında ise 20.30 sıralarında girdiğini beyan ettiği, UYAP’tan alınan güneşin doğuş ve batış çizelgesine göre suç tarihinde yaz saati uygulaması da dikkate alındığında güneşin saat 19.21’de battığı, gece vaktinin de 20.21’de başladığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun aşamalarda ikamete girdiğini belirttiği her iki saatin de gece vakti sayılan zaman dilimi içerisinde bulunduğundan mahkemenin suçun gece vakti işlendiği yönündeki kabulünde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Suça sürüklenen çocuğun, katılana ait ikamete girip, bir adet bilgisayar, 300,00 TL para, bir adet cep telefonu ve . plakalı … anahtarını aldıktan sonra evin önünde park halinde olan söz konusu aracı da haksız şekilde elde ettiği anahtarla çalıştırıp çalması şeklindeki eyleminin, 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d-h maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun’un 142/2-h maddesi uyarınca hüküm kurulması sonuca etkili olmadığından; suça sürüklenen çocuğun çalmış olduğu dizüstü bilgisayar, para, cep telefonu ve ikamet içinden elde edilen anahtar ile çalıştırarak çaldığı kapının önündeki . marka aracın değeri göz önüne alınarak; 5237 sayılı Kannun’un 61. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, suç konusunun önem ve değeri, eylemin niteliği, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetilerek suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi gerekirken yazılı şekilde alt sınırdan hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 2. Çocuk Mahkemesinin, 15.06.2016 tarihli ve 2015/827 Esas, 2016/407 Karar sayılı kararında suça sürüklenen çocuk müdafîî tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak ONANMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.