Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/8532 E. 2023/1442 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8532
KARAR NO : 2023/1442
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının 13.01.2016 tarihli ve 2016/192 Esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında, hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 43/1, 53/1 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Alanya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.05.2016 tarihli ve 2016/70 Esas, 2016/309 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 43/1, 168/2, 62/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, tutuklu ve göz altında kaldığı sürelerin cezasından mahsubuna karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sanığın cezalandırılması ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için yeterli delilin bulunmadığı, yeterli gerekçenin gösterilmediği, sanığın eyleminin somut olarak ayrıntılı değerlendirilmediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkemece; şikâyetçi …’nin … Mahallesi Koğuşlar Sokak No:12 ve No:12/A’da bulunan ikametlerinin anahtarlarını kızı olan….’nin nişanlısı sanık …’a bırakarak 13.12.2015 tarihinde İskoçya’ya gittiği, daha sonra 08.01.2016 tarihinde ikametine geri döndüğünde evdeki eşyaların çalınmış olduğunu fark ettiği, sanık …’ın savcılık huzurunda alınan ifadesinde 18.12.2015 ve 30.12.2015 tarihleri arasında farklı zamanlarda toplamda 4 defa şikâyetçinin ikametlerine girerek peyderpey evdeki eşyaları çaldığını ve sattığını beyan ederek üzerine atılı suçlamayı ikrar ettiği, tüm dosya kapsamına göre sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda şikâyetçinin ikametine kendisine verilen anahtar ile girmek suretiyle üzerine atılı hırsızlık suçunu zincirleme suç hükümleri çerçevesinde işlediğinin sabit olduğu kabul edilmiştir.
2. Sanık aşamalarda alınan savunmalarında, üzerine atılı suçu ikrar etmiş, soruşturma aşamasında savcılık huzurunda alınan ifadesinde şikâyetçinin evlerine farklı günlerde birden fazla defa girerek hırsızlık yaptığı yönünde beyanda bulunmuştur.
3. Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Grup Amirliğince düzenlenen 19.01.2016 tarihli ekspertiz raporunda, şikâyetçinin evinin mutfak tezgahı üzerinde bırakılan alkol şişesi ve cam bardak üzerinden alınan parmak izlerinin sanığın parmak izleri ile aynı olduğu tespit edilmiştir.
4. Şikâyetçinin aşamalardaki ifadelerinde, her iki evini havalandırması için anahtarları kızına bıraktığını, sanığa anahtar vermediğini, sanığın evde yaşamasına ve eşyaları kullanmasına izin vermediğini, sanığın ve kızı olan tanık….’nin başka evde yaşadıklarını beyan etmiştir.
5. Şikâyetçinin kızı olan tanık….’nin ifadesi dosya içerisinde olup, şikâyetçinin ifadesi ile uyumludur.
IV. GEREKÇE
1. Sanığın, nişanlısı olan tanık….’ye bırakılan anahtarları elde ederek, şikâyetçinin evlerinden ev eşyalarını çalması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d-h. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un 142/2-h maddesi ile uygulama yapılması, her iki bentte öngörülen cezaların aynı olması nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden; tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedenleri yapılmamış; sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, sanığın ikrarı, parmak izine ilişkin ekspertiz raporu, şikâyetçi ve tanık….’nin ifadelerine göre eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, yukarıda “1. No’lu” bentte eleştiri konusu yapılan hususlar dışında eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiş, kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Alanya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.05.2016 tarihli ve 2016/70 Esas, 2016/309 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün ONANMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.