Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/8496 E. 2023/992 K. 02.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8496
KARAR NO : 2023/992
KARAR TARİHİ : 02.03.2023

MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi

Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.. Cumhuriyet Başsavcılığının 21.12.2015 tarihli ve 2015/2056 numaralı iddianamesiyle suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e ve 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. .4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/9 Esas, 2016/468 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi, suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmesi gerektiğine, mahkemenin kabulüne göre de cezanın ertelenmesine, paraya veya başka seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilmemiş olmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.13.11.2015 tarihinde şikâyetçinin 09 BG 466 plaka sayılı motosikletini . Caddesi .no.lu apartman önüne saat 14.30 sıralarında kilitlemek suretiyle bıraktığı, mağdurun bir süre sonra motosikleti bıraktığı yerde bulamadığı, aynı gün kolluk görevlilerince motosikletin Söke ilçesi Söke – … karayolu üzerinde bulunan. isimli … yeri yakınlarında terk edilmiş şekilde bulunarak şikâyetçiye teslim ettikleri, kolluk görevlilerince motosikletin bulunmasıyla üzerinde yapılan inceleme neticesinde, suça sürüklenen çocuğun sağ el başparmak izinin motosiklet üzerinde olduğunun tespit edildiği, ancak atılı suçu işlediğini kabul etmediği, suça sürüklenen çocuğun beyanı ve ekspertiz raporu birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı olan suçu işlediği Mahkemece kabul edilmiştir.
2.Suça sürüklenen çocuk savunmasında suçlamayı kabul etmemiş, evinin önünde bulunan kendisine ait olmayan motosikletleri evin önünden uzaklaştırmak için başka yere götürdüğünü, parmak izinin bu şekilde çıkmış olabileceğini beyan etmiştir.
3. Parmak izi mukayese tablosu, ekspertiz raporu ve olay yeri inceleme raporu ile suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydı ve nüfus kayıt örneği dosya içerisine alınmıştır.
IV. GEREKÇE
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin cezanın paraya veya başka seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin temyiz sebepleri yönünden, suça sürüklenen çocuk hakkında belirlenen ceza miktarının 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası olduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 50. maddesi gereği paraya ve seçenek yaptırımlara çevirmesine ceza miktarı itibarıyla olanak bulunmadığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış, suça sürüklenen çocuk müdafiinin suça sürüklenen çocuğun beraat etmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebepleri yönünden, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış; ancak;
1.Suça sürüklenen çocuğun gündüz vakti herhangi bir yere sabitlenmeden cadde üzerine direksiyon kilidi ile kilitlenerek park edilen motosikleti çalması şeklindeki eyleminin TCK’nın 142/1-e maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un 142/2-h maddesi ile uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2.Suça sürüklenen çocuk müdafiinin 07.06.2016 tarihli duruşmada lehe hükümlerin uygulanması isteğinin, 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi uyarınca erteleme hükümlerinin uygulanması talebini de içermesi ve suça sürüklenen çocuğun daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında, suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasında erteleme sınırının 3 yıl olduğu gözetilmeden, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermediği dikkate alınıp tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek tayin olunan 3 yılı aşmayan hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hırsızlık suçundan cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (1) ve (2) numaralı benderinde açıklanan nedenlerle .4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/9 Esas, 2016/468 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.