YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8340
KARAR NO : 2023/563
KARAR TARİHİ : 14.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Mağdur …’ın müdür yardımcısı olarak görev yaptığı … markete gelen sanıkların 260,00 TL değerindeki iki şişe alkol ürününü alarmlarını sökerek çaldıkları ve kamera görüntülerinden tespit edildikleri eyleme istinaden … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 23.02.2016 tarihli iddianame ile hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 53, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davası sonucunda … Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2016 tarihli ve 2016/235 Esas, 2016/580 Karar sayılı kararı ile sanıkların 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 143, 168/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … müdafiinin temyiz istemi,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 145. maddesinin uygulanmasının gerektiğine, samimi ikrarı göz ardı edilerek kesinleşmemiş mahkumiyet kararları dikkate alınarak üst hadden ceza verildiğine ilişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz nedenleri,
Sanığın samimi ikrârı ve zararın karşılanmış olması göz ardı edilerek ve kesinleşmemiş mahkumiyet kararları dikkate alınarak üst hadden ceza verildiğine, 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesinin uygulanmasının gerektiğine, verilen cezanın ıslah edici değil cezalandırıcı nitelikte olduğuna ve lehe hükümlerin tatbik edilmediğine ve diğer sebeplerle kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Mağdur …’ın müdür yardımcısı olarak çalıştığı … Market’e gelen sanıkların buradan iki adet … marka alkol ürününü güvenlik barkodlarını sökerek alıp çıktıkları, kamera görüntülerinden tespit edilerek yakalanan sanıkların hırsızlık suçunu ikrar ettikleri anlaşılmış, sanık …’in abisi tarafından mağdurun zararının kovuşturma aşaması başlamadan önce 23.02.2016 tarihinde giderilmiştir.
2. 17.02.2016 tarihli CD İzleme Tutanağı’na göre saat 19:20 de sanık …’ın markete giriş yaptığı, peşinden diğer sanık …’in girdiği, alkolü içeceklerin bulunduğu reyona giden …’in buradan içki şişesini alarak gıda bölümüne reyonların arasına giderek barkodunu söktüğü, …’ın da …’e yardım ettiği ve etrafı gözetlediği, …’in şişeyi yeleğinin içine saklayarak ücret ödemeden marketten çıktığı, …’ın da kasa bölümüne gelerek elindeki muhtemel enerji içeceklerinin ücretini ödeyip çıktığı anlaşılmış, şirket zararının giderildiğine dair 23.02.2016 tarihli belge dosya içerisine alınmıştır.
IV. GEREKÇE
1.Üst hadden ceza verildiğine ilişkin temyiz nedenlerinin değerlendirilmesi,
5237 sayılı Kanun’un 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürülüğe giren değişiklik uyarınca, sanıklara yüklenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinde öngürülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıl olduğu, Mahkemece “suçun işleniş biçimi ve suçun niteliği dikkate alınarak” şeklindeki gerekçe ile temel cezanın alt sınırdan tayin edildiği anlaşıldığından bu husustaki temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz nedenlerinin değerlendirilmesi,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, 5237 sayılı Kanun’un 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. Anılan Kanun maddesinin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını aynı Kanun’un 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
5237 sayılı Kanun’un 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; sanıkların suç tarihinde 260,00 TL değerinde alkollü içecek çalma biçimindeki eylemlerinde sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 145. maddesinin uygulanmamasında isabetsizlik görülmediğinden bu husustaki temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
3. Sanık … müdafiinin lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz nedeninin değerlendirilmesi,
Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62. maddesi uyarınca takdiri indirim sebebi uygulandığı, sanık hakkında hükmedilen netice ceza miktarının 2 yıl 1 ay hapis cezası olduğu, diğer lehe hükümlerin (5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevirme, aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca, sanıkların suç tarihindeki yaşı da gözetilerek erteleme ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması) uygulanmasında, sonuç ceza miktarı itibarıyla kanunî engel bulunduğu anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2016 tarihli ve 2016/235 Esas, 2016/580 Karar sayılı kararında sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin ONANMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.