YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8119
KARAR NO : 2023/891
KARAR TARİHİ : 28.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
… cumhuriyet Başsavcılığının 23.10.2015 tarihli iddianamesi ile suça sürüklenen çocuğun 22.10.2015 günü saat 19:00 sıralarında mağdurun motosikletini bulunduğu yerden aldığı iddiasıyla hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1, 31/3, 63. maddeleri ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 5, 7 ve 11. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davası sonucunda … Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.02.2016 tarihli ve 2015/747 Esas, 2016/93 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/1-e, 31/3, 62, 51 maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Cumhuriyet Savcısının temyiz isteği, 5237 sayılı Kanun’un 142/1-e maddesi ile uygulama yapılmasına rağmen temel cezanın 3 yıl yerine 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesne ilişkindir.
2.Suça sürüklenen çocuk müdafii kararın eksik inceleme ile verildiğine ilişkin süre tutum talebinde bulunmuş, gerekçeli kararın tebliği üzerine gerekçeli temyiz dilekçesi sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
1.22.10.2015 günü saat 19.00 sıralarında suça sürüklenen çocuğun mağdura ait motosikleti, mağdurun ikametinin altında bulunan ve dosya arasındaki olay yeri fotoğrafının incelenmesinden ikametin eklentisi olduğu anlaşılan alandan alıp sürükleyerek götürdüğü, mağdurun motosikletini tanıyan tanık …’ın suça sürüklenen çocuğu motosikletle görüp motosikletin kimin olduğunu sorduğu, suça sürüklenen çocuk motosikletin kendisine ait olduğunu ve …’a gideceğini söyleyince motosikleti aldığı yere bırakmasını söylediği, motosikleti bırakmayan suça sürüklenen çocuğu kahvehaneden çağırdığı 2-3 kişi ile birlikte yakalayarak mağdura götürdükleri, mağdurun şahsı tanımadığını ve motosikletini vermediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
2. Suça sürüklenen çocuk atılı hırsızlık suçunu kabul etmemiş, tanık … aşamalarda istikrarlı olarak mağdurun motosikletini suça sürüklenen çocukta gördüğünü beyan etmiştir.
3. Suça sürüklenen çocuğun yakalandığı yerin motosikletin çalındığı yere uzaklığının 100 m kadar olduğu belirtilmiştir.
4.Olay Yeri İnceleme Raporu Formu, Basit Kroki Tutanağı ve olay yeri fotoğrafı dosya içerisinde mevcuttur.
IV. GEREKÇE
1. Hükmün tefhim edildiği 10.02.2016 tarihli duruşmaya “kapalı” olarak başlandığının belirtilmesine karşın, duruşma bitirilirken zapta “açık” yargılamaya son verildiğinin yazılması suretiyle çelişki yaratılması,
2.Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarihli ve 2016/6-986 Esas, 2018/554 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5395 sayılı Kanun’un 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdirî bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,
3.Dosya arasında bulunan olay yeri fotoğrafı, kroki ve inceleme raporu içeriğine göre mağdurun ikametinin altında bulunan ve binanın eklentisi sayılan alandan motosikletin çalınması şeklindeki eylemin 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu anlaşılmasına rağmen motosikletin açık alandan çalındığı kabulüyle aynı Kanun’un 142/1-e maddesi uyarınca hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
Kabule göre de;
4.Suça tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 142/1-e maddesi uyarınca hükmedilecek temel cezanın alt sınırı 3 yıl hapis cezası olarak öngörüldüğü halde temel cezanın 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
Hukuka aykırı görülmüştür.
5.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz istekleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (1.), (2.) ve (3.) bentlerde açıklanan nedenle … Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.02.2016 tarihli ve 2015/747 Esas, 2016/93 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.