Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/8089 E. 2023/922 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8089
KARAR NO : 2023/922
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kununu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2016 tarihli ve 2016/295 Esas numaralı iddianamesi ile sanığın şikâyetçiye ait bağ evinin demir bahçe kapısını çalmak suretiyle hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1 ve 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. … Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2016/252 Esas, 2016/758 Karar sayılı kararı ile sanığın hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 141/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sanık hakkında hak yoksunluklarına, ayrıca adli sicil kaydında bulunan ve açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için ihbarda bulunulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.03.2021 tarihli onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık temyiz dilekçesinde; hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini, lehine hükümlerin ve indirim sebeplerinin uygulanmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel durumun bulunmadığı gibi mahkemece sabıka kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik yapılan ihbarın adil olmadığını bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. İlk derece mahkemesince; sanığın kendisine ait at arabası ile karayolu üzerinde ilerlediği sırada tezgahların kurulduğu alanda demir kapı gördüğünü, hurda olarak satmak için at arabasına koyduğunu, kapının yerde atılı vaziyette olduğunu beyan ederek ikrar içeren savunmada bulunduğu ve bu şekilde atılı hırsızlık suçunu işlediği kabulüyle sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyet kararı verildiği tespit edilmiştir.
2. 15.01.2016 tarihli tutanağa göre; 15.01.2016 günü saat 13.30 sıralarında E-90 Karayolu üzerinde bağ evinden hırsızlık ihbarı alındığı, ihbarı veren şahıs ile telefondan görüşüldüğünde beyaz atlı şahsın bağ evinin kapısını söküp at arabasına yüklediğinin öğrenildiği, … Köyü üzerinden gelindiği esnada beyaz at arabalı şahsın at arabası üzerine bahçe kapısı koyduğu ve adının … olduğunun görüldüğü, şahıs ile birlikte at arabası ve izi takip edildiğinde bahçeli bir evin bahçe kapısının sökülmüş olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
3. 15.01.2016 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olayın etrafı tel örgü ile çevrili bağ evinde meydana geldiği, bağ evinin bahçe girişinde bulunan demir kapının yerinde olmadığı, bahçe içerisinde iki adet tek katlı yapı olduğu ve yapıların kullanılmadığı, kapı ve pencerelerinin olmadığı, içlerinde eşya bulunmadığı, bahçe giriş kapısı yanında toprak zeminde yer yer ezilmelerin olduğu, 15.01.2016 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağı ile de; biri prefabrik diğeri betonarme iki yapının da harabe görünümde olduğu ve olay yerini gören kameranın bulunmadığı belirlenmiştir.
4. Şikâyetçi soruşturma aşamasında; yaklaşık 1 sene önce satın aldığı bağ evini kullanmadığını, içinde eşya bulunmadığını, en son 2-3 ay önce kontrol ettiğinde demir kapının sağlam şekilde durduğunu gördüğünü beyan etmiş; sanık aşamalarda; olay günü at arabası ile karayolu üzerinde ilerlediği sırada tezgahların kurulduğu alanda yerde atılı vaziyette duran demir kapıyı hurda olduğunu düşünerek aldığını savunmuştur.
IV. GEREKÇE
Olay ve Olgular başlığı altında 2 numaralı paragrafta ayrıntıları belirtilen ihbar içeriği ve tutanak kapsamı dikkate alındığında; sanığın şikâyetçiye ait bağ evinin demir bahçe kapısını söküp at arabasına yüklediğinin sübuta erdiği, sanık hakkında kurulan hükümde, TCK’nın 62/1. maddesi gereği takdirî indirim sebebi uygulandığı, aynı Kanun’un 50 ve 51. maddeleri gereği seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme kurumlarının uygulanması yönünden sanığın hakkında lehe hükümlerin uygulanmasına ilişkin herhangi bir talebi bulunmadığı, CMK’nın 231/5. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması bakımından ise yeterli ve kanuni gerekçe gösterildiği, ayrıca sanığın adli sicil kaydında bulunan ve açıklanması geri bırakılmış olan hükmün açıklanması için ihbarda bulunulmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece kurulan hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamış; TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;
Sanığın; olay günü şikâyetçiye ait etrafı tel örgü ile çevrili bağ evinin demir bahçe kapısını sökerek çalması şeklindeki eyleminin TCK’nın 142/2-h. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun’un 141/1 maddesi ile hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2016/252 Esas, 2016/758 Karar sayılı kararına yönelik sanığın. temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği BOZULMASINA, 1412 sayılı Kanun’un 326/son. maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.