YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7905
KARAR NO : 2023/667
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. … Cumhuriyet Başsavcılığının 27/06/2016 tarih ve 2016/2271 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında, TCK 142/2.h, 143/1, 53/1-2, 63/1; 116/4, 53/1-2-3 (mağdur …’ye yönelik eylemi); TCK’nın 142/1-e ve 143/1 (mağdur …’a yönelik eylemi) maddeleri kapsamında, hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kamu davası açılmıştır.
B. … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2016/442 Esas, 2016/600 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
1. Mağdur …’e yönelik hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143, 168/1, 62 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Mağdur …’e yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 116/4, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan cezanın ertelenmesine ve 1 yıl 6 ay denetim süresine,
3. Mağdur …’e yönelik hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e, 143, 168/1, 62, 51 ve 53/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan cezanın ertelenmesine, 1 yıl 6 ay denetim süresine ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, kararın haksız ve yersiz olduğuna ve gerekçeli kararın taraflarına tebliğini talep etmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık …’ün 22.06.2016 günü geceleyin saat 22.20 sıralarında mağdur …’in … Mahallesi … 1 Nolu Sokak No:…’de bulunan oturduğu apartmana geldiği, sanığın mağdurun oturmakta olduğu 4. Kata çıkıp daire kapısı önünde bulunan ayakkabılık içindeki mağdura ait … marka kırmızı siyah renkli (150,00 TL.) ayakkabıyı çalıp buradan ayrıldığı, daha sonrada Sanığın 23.06.2016 günü saat 02.15 sıralarında mağdur …’in cadde üzerine park ettiği traktörünün arkasında açıkta duran 30 litrelik içi mazot dolu bidonu çalıp buradan ayrıldığı, mağdurların kolluğa müracaatı ile olayla ilgili soruşturmanın başlatıldığı, her iki hırsızlık olayına ilişkin kamera kayıtlarının temin edilerek incelendiği, dosya içerisinde bulunan görüntü inceleme ve tespit tutanaklarından hırsızlık olaylarını gerçekleştiren kişinin sanık … olduğunun tespit edildiği, sanığın alınan savunmasında, olay tarihinde hap kullandığını, kendinde olmadığını, ne yaptığını hatırlamadığını, olay nedeniyle pişman olduğunu beyan ettiği, sanığın mağdurların uğradığı zararları soruşturma aşamasında giderdiği, anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık müdafiinin talebi üzerine gerekçeli kararın sanık müdafiini usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
1.Sanık hakkında mağdur …’e yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında mağdur …’e yönelik hırsızlık suçu bakımından, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2.Sanık hakkında mağdur …’e yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın olay günü saat 02.15 sıralarında mağdur …’in cadde üzerine park ettiği traktörün arkasında açıkta duran 30 litrelik içi mazot dolu bidonu çalması şeklinde gerçekleşen eylemine uyan, TCK’nın 141/1. maddesine göre sanık hakkında uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Gerekçe bölümünde 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2016/442 Esas, 2016/600 Karar sayılı kararında sanık hakkında mağdur …’e yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Gerekçe bölümünde 2 numaralı bentte açıklanan nedenle… 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2016/442 Esas, 2016/600 Karar sayılı kararında sanık hakkında mağdur …’e yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.02.2023 tarihinde karar verildi.
(Karşı oy)
(Karşı oy)
K A R Ş I O Y
Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık; sanığın gerçekleştirdiği eylemin TCK 141/1 maddesi ile açıktan hırsızlık suçunu mu yoksa TCK 142/1-e ile âdet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmıș eşya hakkında hırsızlık suçunu mu oluşturduğu noktasında toplanmaktadir.
Müsnet Olayımızda;
Sanığın 23.06.2016 günü saat 02.15 sıralarında tarım işi ile uğraşan mağdur …’in … Mahallesi … Caddesi No:…’da park halinde bulunan … plakalı traktörünün kepçesi üzerinde bulunan 30 litrelik içi mazot dolu bidonu hırsızlayıp buradan ayrıldığı, olaya ilişkin olarak, mahallinde ziraat ile uğraşan şahısların traktörünün arka kısmında yedek mazot bidonu taşıyıp taşımadıkları hususunda bir adet olup olmadığının araştırılması, böyle bir adet var ise TCK 142/1-e maddesinin uygulanmasının gerekip gerekmediğidir.
Zira, belirtilen bentteki suçun oluşabilmesi için, hırsızlık fiilinin âdet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında işlenmesi gerekmekte olup, bu bölüme ilişkin madde gerekçesinde de; “fıkranın (e) bendinde, âdet veya tahsis ve kullanım gereği açığa bırakılmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir. Tarlalarda bırakılan tarım araçları, inşaat yerine yığılan malzeme, bu kapsama giren eşyaya örnek olarak gösterilebilir. Bunların çalınmalarında kolaylık bulunması, bu nitelikli hâlin kabulünde etken olmuştur” şeklinde açıklamalara yer verilmiş, böylece maliklerince her türlü denetim, gözetim ve önlemden yoksun olan, sahiplerince sürekli biçimde korunmalarındaki zorluk nedeniyle açık alanda bulunan eşyanın başkaları tarafından alınabilmesinin kolaylığını dikkate alan bir düzenleme yapılmıştır.
Suçun konusu açıkta bırakılmış eşya olup, “Açıkta bırakılmış eşya” ifadesinden özel alanlar dışında kalan caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, tarlalar, sahil kenarları ve bunun gibi yerlerde bırakılmış eşyaların akla geldiği, bununla birlikte maddedeki nitelikli hâlin oluşması için, eşyanın açıkta bırakılması yeterli olmayıp, hangi nedenle açıkta bırakıldığının araştırılması ve âdet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılma şartlarının da aranması gerekecektir.
Öğreti ve uygulamada kabul gördüğü üzere; “Âdet”; toplumda süreklilik kazanan, alışkanlık oluşturan ve genellik karakterini taşıyan, kamu düzenine, kanunlara ve ahlaka aykırı olmayan, uygunlukları nedeniyle kanunlarca korunabilir nitelikteki yaygın davranış biçimi olarak tanımlanmış olup, zamana, yere ve bölgeye göre değişebileceği ancak kişisel alışkanlıkları kapsamadığı kabul edilmektedir.
Nitekim, Yargıtay 2. Ceza Dairesi Esas No: 2012/24074, Karar No: 2013/15019 sayılı ilamında “Âdet gereği tahsis veya kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçlarında eşyanın açıkta bırakılması yeterli olmayıp eşyanın tahsis, kullanım veya âdet gereği açıkta bırakılmış olmasının yanında bunun âdet gereği olması için süreklilik kazanmış alışkanlık oluşturmasının zorunlu olması gerekmesi, yargılamaya konu edilen eylemde müştekiye ait boş kasaların âdet gereği açıkta bırakılan eşyalardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulmamış olması karşısında; öncelikle sebze halinde müştekiye ait iş yerinin 14 metre yakınındaki boşlukta boş kasa bırakılmasının örf âdet gereği olup olmadığı ve anılan yerin zabıta, bekçi veya zilyet adına bir başkası tarafından korunup korunmadığı resen araştırılıp, genel bir ihtiyaç ve zorunluluğun olup olmadığı belirlenip gereğinde mahalli bilirkişi dinlenip, sonucuna göre, sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde uygulama yapılması” şeklinde bozma kararı vermiştir.
Hırsızlık suçuna konu eşyanın âdet gereği açıkta bırakıldığının kabulü için de bu konuda süreklilik kazanmış genel bir alışkanlığın bulunmasının zorunlu olması ve âdetlerin zamana, yere ve bölgeye göre değişebilmesi hususları göz önüne alındığında, suçun işlendiği yörede tarımla uğraşan kişilerin yedek mazot bidonlarını traktör arkasında bulundurma şeklinde süreklilik kazanmış genel bir alışkanlığın bulunup bulunmadığının, başka bir anlatımla traktör arkasında yedek olarak bulundurulan mazot bidonlarının âdet gereği açıkta bırakılan eşyalardan olup olmadığının mahallinde araştırılması ve gerekirse bu hususta bilirkişinin dinlenilmesi ve sonucuna göre suç niteliğinin belirlenmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde sanığın TCK’nın 142/1-e bendi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin hükmün bozulması gerektiği düşüncesindeyiz. 16/02/2023