YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7884
KARAR NO : 2023/639
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260/1.maddesi uyarınca temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi uyarınca temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 09.11.2015 tarihli ve 2015/21514 Esas, 2015/19637 İddianame numaralı iddianamesi ile, sanığın, aboneli sayacı söküp yerine boru takmak suretiyle kaçak su kullandığı iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3. maddesi uyarınca cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmıştır.
2. … Asliye Ceza Mahkemesinin 28.06.2016 tarihli ve 2015/879 Esas, 2016/633 Karar sayılı kararı ile, karşılıksız yararlanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 62, 53. ve ek savunma hakkı verilmek suretiyle 58.maddeleri uyarınca neticeten 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarının uygulanmasına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın süre tutum dilekçesi sunmakla yetindiği, gerekçeli kararın tarafına usûlüne uygun şekilde tebliğine rağmen gerekçeli temyiz dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın suç tarihinde, restaurant olarak işlettiği iş yerinde, kaçak su kullanıldığı ihbarı üzerine, katılan kurum görevlilerince yapılan incelemede, işyerine ait aboneli sayacın yerinde olmadığı, bu sayacın yerine boru ile direkt bağlantı yapılmak suretiyle sayaçtan geçirilmeksizin su kullanıldığı tespit edilmiştir.
2. Dosyada mevcut fotoğraflara göre, sayacın yerine bağlanan boru ile su kullanıldığı, kolluk araştırmasına göre suça konu işletmenin, suç tarihinde sanık tarafından işletildiği sabittir.
3. Sanığın bizzat dosyaya ibraz ettiği fatura ve taahhüt senedine göre, suça konu işletmenin eski borçlarını dahi ödemeye başladığı anlaşıldığından, cezadan kurtulmaya yönelik, inkâra dayalı savunmasına itibar edilmemiştir.
IV. GEREKÇE
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı Kanun’un 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği, somut olayda da bu açıklamalar ışığında sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması, kovuşturma aşamasında da bilirkişi raporu alınmadığı, bilirkişi raporuyla tespit edilecek olan vergili, cezasız zarar miktarını ödemesi halinde davanın düşmesine karar verileceği ihtarında bulunulmaması karşısında, belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukukî durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması nedeniyle kurulan hüküm, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.06.2016 tarihli ve 2015/879 Esas, 2016/633 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.