Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/780 E. 2021/8111 K. 13.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/780
KARAR NO : 2021/8111
KARAR TARİHİ : 13.04.2021

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve mala zarar verme suçlarından şüpheli… hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/04/2019 tarihli ve 2019/8380 soruşturma, 2019/5552 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Malatya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/04/2019 tarihli ve 2019/1697 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/12/2019 gün ve 16029-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/01/2020 gün ve 2019/135867 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve mala zarar verme suçlarından şüpheli Nurettin Gökhan Tay hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/04/2019 tarihli ve 2019/8380 soruşturma, 2019/5552 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Malatya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/04/2019 tarihli ve 2019/1697 değişik iş sayılı kararını kapsayan takım evrak incelendi.
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin alınan ifadesine göre, olay günü çevre yolu üzerinde aracı ile seyir halinde olan müştekinin yan yola geçmek için yavaşlayıp sağa sinyal vermesi üzerine, arka tarafta aracı ile seyir halinde olan şüphelinin bir kaç kez selektör yaptığı, müştekinin aracıyla hızlanmasına rağmen şüphelinin müştekinin aracını takip etmeye başladığı, takip edildiğini anlayan müştekinin ise tali ve yan yollara girdiği ancak şüphelinin ısrarla takibini sürdürerek yol kesmek suretiyle müştekinin aracının durdurduktan sonra el kol hareketleri yaparak aracından indiği ve müştekiye ait araca yumruk ile vurması üzerine hemen aracı ile yola devam eden müştekiyi tekrar takip ederek bu defa da aracı ile arkasından çarparak kazaya sebebiyet verdiği; şüphelinin alınan ifadesinde ise olayın oluşuna ilişkin müştekinin ifadesini doğrular nitelikte beyan verdiği, ancak beyanında müştekinin kendisine el kol hareketi yaparak hakaret ettiğinden dolayı konuşmak için aracını durdurmasını istediğini savunduğu anlaşılmakla; şüphelinin söz konusu aracını takip ettiği ve aracı ilk kez durdurmasından sonra müştekinin yola devam etmesi üzerine takibe devam ederek arkasından çarparak kazaya sebebiyet verdiği hususunun tarafların da kabulünde olduğu, dolayısıyla şüphelinin seyir halindeki bir aracın önünü kesmek suretiyle durdurması, ısrarla takibine devam etmesi ve nihayetinde araca çarpması suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, diğer taraftan sanığın müştekinin kullandığı araca çarpıp zarar verme eylemini kasten veya olası kastla gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususundaki delillerin takdir ve değerlendirmesinin de mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet Savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise aynı Kanun’un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince (soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmez ise) dosya kapsamındaki deliller itibariyle itiraz incelenip kabul veya reddedilecektir.
Somut olayda, müştekinin alınan ifadesine göre, olay günü çevre yolu üzerinde aracı ile seyir halinde olan müştekinin yan yola geçmek için yavaşlayıp sağa sinyal vermesi üzerine, arka tarafta aracı ile seyir halinde olan şüphelinin bir kaç kez selektör yaptığı, müştekinin aracıyla hızlanmasına rağmen şüphelinin müştekinin aracını takip etmeye başladığı, takip edildiğini anlayan müştekinin ise tali ve yan yollara girdiği ancak şüphelinin ısrarla takibini sürdürerek yol kesmek suretiyle müştekinin aracını durdurduktan sonra el kol hareketleri yaparak aracından indiği ve müştekiye ait araca yumruk ile vurması üzerine hemen aracı ile yola devam eden müştekiyi tekrar takip ederek bu defa da aracı ile arkasından çarparak kazaya sebebiyet verdiği; şüphelinin alınan ifadesinde ise olayın oluşuna ilişkin müştekinin ifadesini doğrular nitelikte beyan verdiği, ancak beyanında müştekinin kendisine el kol hareketi yaparak hakaret ettiğinden dolayı konuşmak için aracını durdurmasını istediğini savunduğu anlaşılmakla; şüphelinin söz konusu aracını takip ettiği ve aracı ilk kez durdurmasından sonra müştekinin yola devam etmesi üzerine takibe devam ederek arkasından çarparak kazaya sebebiyet verdiği hususunun tarafların da kabulünde olduğu, dolayısıyla şüphelinin seyir halindeki bir aracın önünü kesmek suretiyle durdurması, ısrarla takibine devam etmesi ve nihayetinde araca çarpması suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, diğer taraftan şüphelinin müştekinin kullandığı araca çarpıp zarar verme eylemini Ceza Genel Kurulu’nun 2014/483 Karar sayılı kararında da ifade edilen tarzda olayda kasten veya olası kastla gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususundaki delillerin takdir ve değerlendirmesinin de mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz merciince kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (MALATYA) 1. Sulh Ceza Hakimliğinden kesin olarak verilen 26/04/2019 tarihli ve 2019/1697 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 13/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.