Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/7355 E. 2023/676 K. 16.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7355
KARAR NO : 2023/676
KARAR TARİHİ : 16.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
… Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.05.2016 tarihli ve 2015/607 Esas, 2016/557 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının aynı kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebebi, cezanın ertelenmediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Dosya arasında yer alan 16.01.2015 tarihli ‘Kaçak Elektrik Tüketim Tespit Tutanağına’ göre, sanığın sayaç olmaksızın, şebekeye kanca atmak suretiyle elektrik kullandığı anlaşılmıştır.
2. Sanık ikrara yönelik savunma yapmıştır.
IV. GEREKÇE
1- Sanık hakkında verilen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 51. maddesi uyarınca ertelendiği anlaşılmıştır.
2- İddianame ve gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 16.01.2015 yerine 09.02.2015 şeklinde yazılması,
3- 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı Kanun’un 163/3 ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği, somut olayda da bu açıklamalar ışığında sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması, kovuşturma aşamasında da bilirkişi raporu alınmadığı, bilirkişi raporuyla tespit edilecek olan vergili ve cezasız zarar miktarını ödemesi halinde davanın düşmesine karar verileceği ihtarında bulunulmaması nedenleriyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) ve (3) nolu bendlerde açıklanan nedenlerle … Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.05.2016 tarihli ve 2015/607 Esas, 2016/557 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.