Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/5206 E. 2021/16326 K. 07.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5206
KARAR NO : 2021/16326
KARAR TARİHİ : 07.10.2021

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1) Suça sürüklenen çocuk hakkında denetim süresi içerisinde yeni suç işlemesi ve yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat edinilmediğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydının incelenmesinde; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 2013/498 Esas 2014/345 Karar sayılı kararındaki mahkumiyetin silahla yaralama suçunu oluşturduğu, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca ”Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar” arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e. maddesinde tanımı yapılan silahla yaralama suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde ve bu suç ile ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip verilmeyeceği hususunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu bulunması,
2) TCK’nın 167/2 .maddesi uyarınca yağma suçu hariç malvarlığına karşı suçlar bakımından aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala,teyze, yeğen zararına işlenmiş olması halinde cezanın yarı oranında indirileceğinin düzenlendiği, suça sürüklenen çocuğun amcasına ait cep telefonunu çaldığı eylemde aynı konutta yaşayıp yaşamadıklarına dair bir araştırma yapılmamış olduğu tespit edildiğinden suça sürüklenen çocuk hakkında gerekli araştırma yapılarak hakkında TCK’nın 167/2 maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmaması,
3) Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/2. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından zorunlu olduğu halde suç tarihi itibarıyla sosyal inceleme raporu aldırılmadan, yargılama aşamasında uzman psikolog mahkemece dinlenerek beyanlarının alınması ile yetinilerek hüküm kurulması,
4) Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı TCK’nın 31/2. maddesi uyarınca, hakkında hırsızlık suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda uzman hekim raporu alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 07/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.