Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/459 E. 2022/11123 K. 01.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/459
KARAR NO : 2022/11123
KARAR TARİHİ : 01.06.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-CMK’nın 253. maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir. İncelemeye konu dosyada, şikayetçinin mahkemede bildirdiği son adresler uzlaştırmacının yetki alanı dışındadır.
Uzlaştırmacının tarafların bulunduğu yerdeki uzlaştırma bürosuna talimat yazma hak ve yetkisi bulunmadığı gibi, uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olması nedeniyle normal posta yoluyla da bu işlemi gerçekleştiremeyecektir. Anılan fıkrada sözü edilen açıklamalı tebligat, kazai mercilerce yapılacak tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ve uzlaştırma bürosu vasıtasıyla yapılacak olan tebligattır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir.
Somut olayda: sanığın dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 39/2, 53, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle 19/06/2013 tarihinde kamu davasının açıldığı, yargılama sırasında sanığın 19/06/2015 tarihinde dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 39/2, 62 maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verildiği, kararı sanığın temyiz etmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan)15.Ceza Dairesinin 05/07/2017 tarih 2017-18686 Esas 2017/17551 Karar sayılı ilamı ile sanığa isnat edilen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu nedeni ile hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası mahkemece dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği,görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 10/11/2017 tarihli uzlaştırma raporunda tebligat gönderilmiş olmasına rağmen geri dönüş olmadığı ve bu nedenle uzlaşmanın sağlanamadığının belirtildiği, posta listesinin uzlaştırma raporuna eklendiği, ancak tebligat parçalarının uzlaştırma raporu ekinde yer almadığı, yargılama neticesinde de Bodrum 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli ve 2017/594 esas, 2017/745 sayılı kararıyla sanığın dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 39/2, 62 maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verildiği, kararı sanığın temyiz etmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan)15.Ceza Dairesinin 10/07/2019 tarih 2018/4496 Esas 2019/7745 Karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin TCK’nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verildiği,mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve sanığın üzerine atılı suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun uzlaşma kapsamında olması sebebiyle dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 26/02/2020 tarihli raporda müştekiye iki kez tebligat gönderilmesine rağmen ulaşılamadığı ve bu nedenle uzlaşma sağlanamadığını belirtmiş olmakla;
10/11/2017 tarihli uzlaştırma raporunda tebligatlara ilişkin tebligat parçaları da uzlaştırma raporu ekinde yer almadığı, 25/02/2020 tarihli uzlaştrma raporunda ise müştekiye yönelik olarak gönderilen tebligatlardaki adreslerle tarafın mahkemede bildirdiği son adresler birbirinden farklı olduğu anlaşılmakla; uzlaştırmacı tarafından şikayetçinin bilinen en son adreslerine yukarıda açıklandığı şekilde uzlaşma teklif formlarının gönderilmesi ve sonucuna göre işlem tesis edilmesi gerekirken, müştekinin bilinen son adreslerinden farklı adreslere uzlaştırma teklif formlarının gönderilmesi suretiyle yapılan uzlaştırma tekliflerinin, yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapılmayan uzlaştırma ve tebligat işlemlerinin usulsüz olduğu gözetilmeden uzlaşmanın sağlanamadığından bahisle sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
2-18/06/2014 tarihinde kabul edilip 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi gereğince “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmü gözetilmeden, sanık hakkında adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği şeklinde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.