Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/4234 E. 2022/15224 K. 21.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4234
KARAR NO : 2022/15224
KARAR TARİHİ : 21.09.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Nizip 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06/03/2015 tarih, 2014/1000 Esas ve 2015/274 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 12/10/2015 tarihinde kesinleşmesinin ardından suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 18/12/2015 tarihinde hakaret suçunu işlediği ve bu suçlardan yapılan kovuşturma sonucunda suça sürüklenen çocuğun Nizip 4.Asliye Ceza Mahkemesince TCK’nın 125/1, 125/3-a-b ve 31/3 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın açıklanması için ihbarda bulunulması nedeniyle, 27/04/2016 tarihinde yerel mahkemece önceki hükmün açıklandığı; hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 253. maddesinin fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca “Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçların” uzlaşma kapsamına alınması nedeniyle suça sürüklenen çocuğun hükmün açıklanmasına esas olan hakaret suçunun uzlaşma kapsamına alınması nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nun 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nun 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmekte ise de; suça sürüklenen çocuğun güncel adli sicil kaydı incelemesinde; denetim süresi içinde 17/04/2016 tarihinde işlediği TCK’nın 79/1-a. maddesindeki suç nedeniyle Nizip 3. Ceza Mahkemesi’nin 18/05/2016 tarih 2016/129 Esas- 2016/337 Karar sayılı ilamı nedeniyle hükmün açıklanması koşulları oluştuğu belirlenerek ve 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 8. fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve maddenin 11. fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup, duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, dosya kapsamına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 12/10/2015 tarihi itibariyle duran zamanaşımının kesinleşen sonraki mahkumiyete konu suçun işlendiği 17/04/2016 günü yeniden işlemeye başladığı belirlenerek yapılan incelemede;
Nizip 1. Asliye Ceza Mahkemesince, suça sürüklenen çocuk … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen dosyada yargılama yapılırken, diğer üç suça sürüklenen çocuğun 12-15 yaş gurubunda yer aldığı, bu çocuklar hakkında işledikleri suçun anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadıkları hususunda 15/12/2014 tarihli yazı ile Adli Tıp Kurumundan rapor talep edilirken, 15-18 yaş gurubunda bulunan …’ın da sehven ayırt edilmeden her dört çocuk hakkında da aynı raporun talep edildiği, Gaziantep Adli Tıp Şube Müdürlüğü ise 16/01/2015 tarihli yazısında, suça sürüklenen çocuk … Kocaslan’ın da içinde bulunduğu dört çocuğa da raporun sonuç kısmında sıradan “şüphelisi bulunduğu fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğunu” belirtmiş ise de, raporun içinde “… herhangi bir akıl hastalığı, zeka geriliği veya çocukluk dönemi psikiyatrik sendrom bulgusuna rastlanmadığı, işlediği iddia olunan fiilin savunma ve tartışmasını gerekli şekilde yapamadığı gibi kapsam ve sonuçlarını da yeterince algılayabilecek derecede, psikososyal gelişiminin olmadığı, zeka ve ruhsal gelişiminin yaşına uygun olduğu anlaşıldı” şeklindeki irdelemesinde, suça sürüklenen çocuğun akıl sağlığının yerinde olduğu belirtildiğinden, ayrıca TCK’nın 32. maddesine göre akıl sağlığı yönünde yeni bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı düşünüldüğünden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak;
1)Eylemin görgü tanığı …’in 25/10/2014 tarihli tutanakta; lojmanlar mahallesi özkara sokakta, ilçe kütüphanesinin arka bahçesinde ve belediye garajı kapısı karşısında olmak üzere toplam 7 torba kömürün yerini gösterdiği, kömürlerin alındığı tren garı ile bulundukları yer arasındaki mesafenin dosya kapsamından anlaşılamadığı, bu hususta inceleme yapılarak eylemin teşebbüs aşamasında mı kaldığı yoksa tamamlanmış mı olduğu araştırılmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde TCK’nın 35.maddesinin uygulanması,
2)Dosya kapsamında yer alan kıymet takdir tutanağında kömür çuvalının tanesinin 6 TL olduğunun tespit edildiği, tanık … ‘in beyanlarına göre suça sürüklenen çocukların vagonların içerisinden toplam 7 torba kömür çaldıkları, ancak kendisinin bağırması üzerine kömürleri bırakıp kaçtıklarını beyan etmesi sebebiyle suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 145.maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine, 21/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.