Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/3806 E. 2021/8391 K. 19.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3806
KARAR NO : 2021/8391
KARAR TARİHİ : 19.04.2021

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
14.04.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2.maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkûmiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Etkin pişmanlığın soruşturma aşamasında gerçekleştiğinin kabul edilmiş olması ve hükmün gerekçe kısmında suça sürüklenen çocuk hakkında etkin pişmanlık nedeniyle 2/3 oranında indirim yapılırken 168/1. maddesinin uygulandığının belirtilmesi karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h ve 31/2. maddeleri uyarınca tayin olunan cezadan etkin pişmanlık nedeniyle 2/3 oranında indirim yapılırken uygulama maddesi olarak 168/1. maddesinin gösterilmemesi, mahallinde karara eklenmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a- Gerekçeli kararda suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme raporu alındığı belirtilmiş ise de; dosya içerisinde ve UYAP’tan yapılan incelemede suça sürüklenen çocuk hakkında alınmış sosyal inceleme raporunun bulunmadığı anlaşılmakla, sosyal inceleme raporunu alınmış olması halinde, sosyal inceleme raporunun aslı veya onaylı bir örneği dosya içerisine eklenmesi, sosyal inceleme raporu alınmamış olması halinde ise; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılması gerekli olduğu halde, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Şikayetçinin iş yerinden şarja takılı olan suça konu cep telefonunu çaldıktan sonra, şikayetçinin verdiği eşgal doğrultusunda bir hafta sonra yakalanan suça sürüklenen çocuğun olayı doğrulayıp cep telefonunu 150 TL’ye 3.kişi konumundaki suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan ayrı yargılaması yapılarak beraat eden sanık…’e sattığını söylemesi üzerine,…’in suça sürüklenen çocuktan 150 TL karşılığında satın aldığı suça konu telefonu kolluk görevlilerine teslim etmesi çalınan suça konu cep telefonunu şikayetçiye iadesinin sağlandığının anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.03.2013 gün ve 2012/6-1232 Esas -2013/106 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı bir üçüncü kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın, satıştan elde ettiği menfaati iade etmeden, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan eşyayı sattığı yeri göstermesi, etkin pişmanlık olarak değerlendirilemeyeceği gibi, eşyanın satın alınan kişiden alınarak mağdura iade edilmiş olması da 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi kapsamında sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabul edilemeyeceğinden, suça konu telefonun satıldığı Abdulhekim Şen’e zararının giderilip giderilmediği sorulmadan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 19/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.