YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3708
KARAR NO : 2022/17181
KARAR TARİHİ : 19.10.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müşteki …’nun seyyar pilav arabasının gündüz vakti çalınması şeklinde gerçekleşen olayda, duruşmaları takip etmeyen müştekinin kollukta, “19.11.2015 tarihli ifadesinde, yaklaşık 1 aydır pilav arabasını çalıştırmadığı için sokağa demire bağlamak suretiyle kilitleyerek bıraktığını, 19.11.2015 günü saat 19:00 sıralarında pilav arabasının yanına gittiğinde pilav arabasının yerinde olmadığını fark ettiğini, çevrede bulunan iş yeri kamera kayıtlarını inceleyince 12.11.2015 gündüz saatlerinde iki erkek şahsın kilidi kırarak çaldığını gördüğünü, kendisi ile aynı sokakta esnaflık yapan … ile daha önceden aralarında husumet bulunduğunu, …’den şüphelendiğini” beyan ettiği ve müştekinin bu beyanı ile soruşturmanın başladığı, 30.11.2015’te kollukça yapılan araştırmalar sonucu sanık …’e ulaşıldığı, sanık …’ın aşamalarda “ şikayetçi …’ya ait olan pilav tezgahının yanında kokoreç sattığını, belediye yetkililerinin tezgahların kaldırılmasına yönelik süregelen uyarıları üzerine, kendi tezgahını kaldırdığını, müştekiye de durumu anlattığını ancak kendisini dinlemeyerek tezgahını kaldırmadığını, olay günü de uzun süre arayıp da …’ya ulaşamadığı için, …’nın ceza yememesi için, beraat eden sanık …’tan …’ya ait olan tezgahı kaldırmasını istediğini, bunun üzerine …’in …’nın pilav tezgahını 12.11.2015 tarihinde alarak, kendi ikametine getirdiğini, tezgahın başına bir şey gelmesini istemediği için …’ya ait tezgahı ikametine getirttiğini” savunduğu, beraat eden temyiz dışı sanık …’ın aşamalarda, “…’in kendisini aradığını, kendine ait olduğunu söylediği pilav arabasını, belediye ceza yazmasın diye kaldırılması gerektiğini söylemesi üzerine, çevrede bulunan vatandaşlardan yardım isteyerek pilav arabasını nakliye arabasına yükleyip, …’in isteği doğrultusunda, …’ın ikametine götürdüğünü, hırsızlık kastının bulunmadığını, … yardım istediği için pilav arabasını …’a bıraktığını” savunduğu anlaşılmakla, sanık … ile beraat eden temyiz dışı sanık …’ın savunmaları, müştekinin kolluk ifadesi, tüm dosya kapsamından (eylem tarihi ile sanık …’ın kollukça tespit edildiği 18 günlük zaman süresi içerisinde suça konu pilav arabasının sanık …’ın ikametinde bulunduğu hususu da birlikte değerlendirildiğinde), eylemin sanık … tarafından işlendiğine yönelik mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki 1 numaralı görüşe iştirak edilmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1) Müştekinin sokak üzerinde bulunan sabit yer sayılan demir bariyere zincir kilit ile kilitlediği pilav tezgahı arabasının gündüz vakti çalınması şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğunun anlaşılması karşısında aynı Kanun’un 142/1-e maddesinden uygulama yapılmak suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
2) Dosya içerisindeki 30.11.2015 tarihli Yakalama, Üst Arama, Teslim Tutanağı’na göre, sanıklara pilav arabasının nerede olduğu sorulduğunda sanık …’in “pilav arabasının Derince’de olduğunu, yarın getireceğini beyan ettiğinin” belirtildiği, ancak dosya içerisinde suça konu pilav arabasının teslimine ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı, müştekinin de duruşmaları takip etmemesi nedeniyle pilav arabasının iadesinin sağlanıp sağlanamadığı hususunun belirlenemediği anlaşılmakla, şikayetçiden, pilav arabasını iade alıp almadığı sorularak sonucuna göre 5237 sayılı 168 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
3) Sanık hakkında kurulan hükümde, daha ağır cezayı içeren Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.06.2005 tarihli 17.01.2013 tarihinde yerine getirilen hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-b maddesinden hükmedilen 3 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin ilamın tekerrüre esas alınması gerekirken, Kocaeli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2012 tarihli 11.03.2015 tarihinde kesinleşen 2011/15 E 2012/22 K sayılı TCK’nın 104/1 maddesinden hükmedilen hapisten çevrili 3.000,00 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.