YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1655
KARAR NO : 2022/15065
KARAR TARİHİ : 20.09.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan sanık …’in 01.02.2016 tarihli dilekçesi ile hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile, sanıklar … ve … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmünü, o yer Cumhuriyet savcısının 12.02.2016 tarihli temyiz isteminin, sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükmü temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
I-Sanıklar … ve … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan …’in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik sanık ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanık hakkında kurulan hükümde, temel ceza hapis olarak belirlenmesine karşın, bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi suretiyle TCK’nın 50/2. maddesine aykırı davranılması,
2- Sanık hakkında TCK’nın 86/2. maddesi uyarınca verilen 4 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken, ” 3 ay 10 gün hapis cezası ” yerine hesap hatası sonucu “3 ay 15 gün ” hapis cezasına hükmolunarak devamında TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince 2000 TL adli para cezası yerine 2100 TL adli para cezasına çevrilerek sanığa fazla ceza tayini,
3-Olayın gelişimi ve tüm dosya kapsamına göre, hangi taraftan kaynaklanan ilk haksız hareketle kavganın başladığının açıkça anlaşılamamış olması karşısında, sanık lehine kasten yaralama suçu yönünden 5237 sayılı TCK’nın 29. maddesinde yer alan haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- 24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki “Basit Yargılama Usulü”nün uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle 5271 sayılı CMK’na eklenen geçici 5/1-d maddesi ile “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de; Hükümden sonra, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, bilahare 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile de yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer alan “Hükme bağlanmış” ibaresinin aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren, TCK’nın 86/2 maddesindeki suç yönünden, aynı Kanun’un 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması,
5-Sanığın adli sicil kaydında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması ve bu kararın kesinleşmiş mahkumiyet hükmü niteliğinde olmaması, 5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesine 28/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesiyle “denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında; atılı hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle oluşan bir zararın da olmadığı ve buna göre sanık hakkında hüküm kurulurken, CMK’nın 231. maddesinin 6 fıkrasının (b) bendinde yer alan ölçüt değerlendirilmek suretiyle sanığın tekrar suç işlemeyeceği yolunda kanaate ulaşılarak “Sanığın sabıkasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması mahiyetinde karar bulunmakla CMK.nun 231/8 maddesi gereği…” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.