Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/15714 E. 2021/16034 K. 06.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15714
KARAR NO : 2021/16034
KARAR TARİHİ : 06.10.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Suça sürüklenen çocuk … ve sanık … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuk … ve müdafii ile sanık … müdafiinin temyiz istemlerinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
II- Suça sürüklenen çocuk … hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından; suça sürüklenen çocuk … hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk …’ın eylemlerine uyan TCK’nın 116/1, 119/1-c, 31/2 ve 151/1, 31/2. maddelerinde belirtilen suçlar için öngörülen cezaların üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2. maddelerinde belirtilen 4 yıllık dava zamanaşımının, zamanaşımını kesen son işlem olan 02/06/2016 tarihli mahkumiyet hükmünden itibaren inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
2- Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk …’in eylemine uyan TCK’nın 116/1, 119/1-c, 31/3. maddelerinde belirtilen suç için öngörülen cezanın üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2. maddelerinde belirtilen 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımının, zamanaşımını kesen son işlem olan 02/06/2016 tarihli mahkumiyet hükmünden itibaren inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin, suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan kamu davalarının, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
III- Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında hırsızlık suçundan; sanık … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Onsekiz yaşını tamamlamamış olan suça sürüklenen çocuklar Hakan ve Selehattin hakkında 10/03/2016 tarihli, 31/03/2016 tarihli oturumlar ile hükmün verildiği 02/06/2016 tarihli oturumun kapalı yapılması gerektiği gözetilmeden açık duruşma yapılarak 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılması telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamış; hırsızlık suçu yönünden sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15/04/2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Suça sürüklenen çocuk … hakkında dosya içerisinde bulunan sosyal inceleme raporunda, suça sürüklenen çocuğun % 50 oranında zihinsel engelli raporunun bulunduğu, yapılan zeka testinde “sınırda zeka geriliği” olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesi karşısında, atılı suçları işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak derecedeki akıl zayıflığının etkisi altında olup olmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyen akıl hastalığının bulunup bulunmadığı konusunda, dosya içerisindeki sosyal inceleme raporu da eklenerek, Adli Tıp Kurumunun ilgili İhtisas Dairesinden ya da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinden rapor aldırılıp sonucuna göre, suça sürüklenen çocuk …’in hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık …’a verilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c. maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 31/2. maddeleri ile belirlenen 2 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanun’un 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken 2 yıl 1 ay yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
4- TCK’nın 58/5. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
5- Sanık …, suça sürüklenen çocuklar Hakan ve Selehattin’in suç tarihinde mağdurun ikametinden 1 adet bakır güğüm ve 1 adet su saatini çaldıkları, dosya içerisindeki değer tespit tutanağına göre çalınan eşyaların değerinin 25,00 ila 40,00 TL arasında olduğunun tespit edildiğinin anlaşıldığı olayda; suça konu eşyaların değerinin az oluşu göz önüne alınarak, sanık … ve suça sürüklenen çocuklar Hakan ve Selehattin hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
6- Sanık …’nun daha önceden kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı ve adli sicil kaydındaki ilamların 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına ilişkin olduğu ve suç tarihi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı da gözetilerek, sanık … hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanık … hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken bu konuda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi,
7- Sanık … müdafiinin kısa kararın açıklandığı 02/06/2016 tarihli oturumda, sanık … hakkında lehe hükümlerin uygulanmasına dair isteğinin, 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesi uyarınca tayin olunan kısa süreli hapis cezasının seçenek tedbirlere çevrilmesi talebini de içerdiği halde, konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … ve müdafii, suça sürüklenen çocuk … müdafii ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümlerde ceza miktarı yönünden 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 06/10/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.